Kazanan yok peki kaybeden?

SÖZ konusu Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti olduğunda hadisenin “hayati” olması için aslında puan durumundaki vaziyete bakmak bile gerekmiyor.

Haberin Devamı

Her koşulda heyecanı, gerilimi cepte olan ezeli rekabette bu kez Galatasaray rakibini saf dışı bırakmak veya bulunduğu noktada bırakmak, Fenerbahçe ise rakibine çelme takarak yukarı tırmanmak için sahadaydı.

Puan tablosu üç ihtimalin ikisini Galatasaray için cazip hale getiriyordu; ancak Kadıköy’de şampiyonluk kupası kaldırmak gibi “tatlı hatıralar” olsa da bir de 19 sezondur elde edilemeyen deplasman galibiyeti meselesi vardı bir de.

Maç “kaybetme acısının kazanmanın keyfinin önüne geçtiği” ruh haliyle şekillenerek başladı.

İlk 45 dakikanın büyük bölümü neredeyse kaleciler hariç iki takım oyuncularının orta saha yuvarlağına sığacağı şekilde “aşşşırı kontrollü” geçti.

Gomis’in birbirinin kopyası iki pozisyondaki şutları ve Soldado’nun pozisyonu dışında gol bölgelerinde büyük bir heyecan yaşanmadan ilk yarı sona erdi.

Haberin Devamı

RUS RULETİ GİBİ

İkinci yarı Galatasaray’ın üst üste yakaladığı pozisyonlarla başladı ve maçın hikayesi Rus ruletine doğru evrildi.

İlk yarıda iş çıkışı köprü trafiği gibi sıkışık olan orta sahalar ekspres yola dönüştü, iki tarafta golü kokladı ama kopartamadı.

Bazı pozisyonlarda doğru vuruşu yapamadı iki takım oyuncuları, bazı pozisyonlarda da kaleciler işlerini lâyıkıyla yaptı, neticede gol çıkmadı.

Maçın kazananı olmadı ama “Kim kaybetti?” sorusuna çoğunluğun cevabı herhalde Fenerbahçe olacaktır.

Hesapları değiştirmek, ikili averaj kartını cebine koymak, ezeli rakibine çelme takmak ve şampiyonluk iddiasını güçlendirmek için evinde yakaladığı şansı kullanamış oldu sarı lacivertliler.

MAÇIN ADAMI: MUSLERA-VOLKAN

DERBİ karşılaşmasında bir futbolcunun parladığını söylemek mümkün değil ama illa birileri seçilecekse “bu payeyi” iki takımın kalecileri arasında paylaştırmak hakça olur herhalde...

Yazarın Tüm Yazıları