Paylaş
Şampiyonluk ihtimali zayıflayınca sahneden çekilmek yerine en küçük şans kırıntısını kovalamanın, vazgeçmemenin ödülünü daha önce almış bir kulübün aksi şekilde düşünmesi mümkün değildi elbette; ancak bu iddianın içini doldurmak gerekir.
Trabzonspor’un sendelediği süreçte kırılmış, dökülmüş, santrforsuz kalmış, stoperlerini orta sahadan devşirmiş Gaklatasaray’ı devirerek zirvede yalnız kalmayı amaçlayan Başakşehir hırsla, baskıyla başladı maça. 13’üncü dakika itibariyle Başakşehir’in rakip ceza sahasında topla buluşma sayısı 12, Galatasaray’ın ise 2 idi. Ancak Galatasaray ilk şoku savuşturduktan sonra topu da oyun üstünlüğünü de ele geçirdi ve mesela az önce verdiğim istatistiği 16’ya 13’e getirmeyi başardı. Seri’nin fedakârca oyunuyla cisimleşen bu direnç ve kararlılık Galatasaray’ın oyunu dengelemesinde ve lehine çevirmesinde kuşkusuz en önemli unsurdu.
YARALI-BERELİ
Golsüz kapanan ilk perdenin ardından ikinci yarıya Demba Ba takviyesiyle başlayan Başakşehir yine ilk yarıda olduğu gibi baskıyı artırdı ve bu kez golü buldu. Zayıf bir umut ışığını yaralı-bereli şekilde kovalamaya çabalayan sarı kırmızılıların bu golden sonra dağılması şaşırtıcı değil normal kabul edilebilirdi sadece. Ancak Galatasaraylı oyuncular Fatih Terim’in maç öncesi beyanının içini hakkıyla dolduracak bir karakter gösterdi, düştüğü yerden kalktı ve maça yeniden ortak olmayı başardı. Emre Akbaba ile golü bulduktan sonra rakibi kendi sahasına kapattı, çok da zorladı ancak galibiyeti kopartmak mümkün olmadı.
HER TÜRLÜ TAKDİRE DEĞER
Önümüzdeki sezon Avrupa uçak biletinin uçuş sınıfını yükseltmek için kazanılan bu 1 puanın etkisi olur mu şu anda net bir cevap vermek güç. Ancak dosta düşmana karşı sergilenen bu güçlü karakter her türlü takdiri hak edecek değerdedir. Beraberliğe sevinecek bir kulüp değildir Galatasaray; tarihi, geleneği buna izin vermez. Fakat bu zor şartlar içinde değerlendirildiğinde bir teselli değil, gurur kaynağıdır verdiği mücadele taraftarı için...
Paylaş