Paylaş
GALATASARAY şampiyonluk için kapışması muhtemel iki ezeli rakibinin de kaybettiği ligin 3’üncü haftasında cebine erkenden bir “joker” koyabilmek için sahadaydı.
Rakip, ilk iki haftayı da yenilgiyle kapatmış ve henüz gol atamamış Alanyaspor’du.
Ancak futbolun defalarca kendisini kanıtlamış kuralı kâğıt üstünde kolay duran lokmanın yutulmasının o kadar kolay olmayabileceğini işaret eder.
Bunun son örneğini daha bu hafta Beşiktaş-Antalyaspor maçında gördük zaten.
Galatasaray maça tıpkı geçen hafta olduğu gibi durgun başladı, kapanan rakibini açacak formülü üretmekte zorlandı.
Bu süreçte çalışmayan yer de bariz şekilde hücum hazırlıklarını yapmak ve neticelendirmekle görevli ekipti.
Belhanda, Sinan ve Eren’in oyuna bir türlü girememeleri, kaçak oynamaları, etkisiz kalmaları dikkat çekici düzeydeydi.
16’ncı dakikada Muslera’nın Bobo’ya gövdesini siper etiği pozisyon da düşünülünce “Acaba işler sarpa saracak mı?” diye düşünmeye başlarken devreye sahanın en iyisi olan Fernando girdi.
Bir hafta önce Onyekuru’ya yaptığı asistle Göztepe’nin kilidini açan Fernando bu kez köşe vuruşu kaosundan bizzat çıkardı golü. Gol stresi ortadan biraz olsun kaldırdı ama kuşkuları gidermek konusunda pek etkili olmadı. Stresin yerini coşkuya ve ve ferahlığa terk etmesi için 49’uncu dakikayla 56’ıncı dakika arasına sığan 7 dakikalık gol fırtınasını beklemek gerekti.
İlk yarıda eleştirilen üçlü sahne aldı bu fırtınada. Önce Sinan uzaktan vurdu, defanstan seken top gol oldu. Sonra Belhanda pişirdi, Sinan servis yaptı, Eren tamamladı. İlk yarıda adı cezalılar listesinde yer almayan Emre Akbaba’nın şık vuruşuyla gelen gol ise skoru perçinledi, 3 puanı ve liderliği garantiledi.
Onyekuru’nun 82’de tamamlayıcı olarak görev üstlendiği 5’inci golde de Emre Akbaba’nın ısrarına dikkat çekmek şart.
Yazı sona erdi ama Emre’yi durdurmak mümkün olmadı sayın seyirciler!.. Genç yetenek Yunus’un kestiği topu gole çevirdi, ve transferiyle ilgili spekülasyonları (eğer hâlâ kaldıysa) arşive kaldırmayı başardı.
Şapka çıkartılır bu performansa.
USTALARA SAYGI
Bu maçın kahramanı elbette Emre Akbaba olacak ikinci yarıdaki performansıyla.Ancak 16’ncı dakikada Bobo’yu durduran Muslera’ya. Neredeyse sıfır hatayla oynayan büyük görev adamı Nagatomo’ya. Attığı golle düğümü çözmenin ötesinde kusursuz oynayan Fernando’ya.
Kısacası ustalara saygı göstermek gerekiyor. Hepsine helal olsun.
ANLATMAYA GEREK YOK GÖRÜYORSUNUZ
GOMIS gitmeliydi/gitmemeliydi tartışmasını sürdürmenin manası yok artık. Sürmesi zor bir ilişki haline gelmişti bir sezonluk büyük aşk. Artık şimdiki duruma bakmak gerekiyor. Eren’in iyi niyetinden zerrece şüphe duymuyorum, kimsenin de duyduğunu sanmıyorum. Ancak 30 yaşına gelen ve “gelişmesi beklenecek golcü” noktasını geçen Eren’in forma şansını iyi değerlendirebildiğini söylemek ne yazık ki pek mümkün değil.
Evet, dün gol attı. Ancak neredeyse ağzının içine atılan topla bulduğu bu golün dışındaki performansına baktığımızda durum parlak değil.
Yıpratıcı, yıkıcı, rahatsız edici bir görüntü vermedi. Galatasaray’ın 6-0kazandığı maçta bulduğu golü skora bakarak küçümseyecek değilim. Ama eline geçen fırsatı çok iyi kullanamıyor bu golcü yokluğunda Eren ne yazık ki. Gönül isterdi ki formayı kapsın, arkasından gelecek olan düşünsün.
Anlatmaya gerek yok, görüyoruz.
Bir hatta Şampiyonlar Ligi ve Türkiye Kupası maçları da düşünülürse iki golcüye ihtiyaç duyabilir Galatasaray. Mali vaziyet ortadayken, sol bek ve stoper takviyesi de gerekirken iki golcü birden gelmeyecek elbette ama ihtiyaç olduğu kesin.
Tabii Eren kendini toplamazsa. Yoksa anlatmaya gerek yok,görüyoruz işte.
MAÇIN ADAMI: EMRE AKBABA
Paylaş