Paylaş
Vay canına... Hollanda’ya 4 gol. Müthiş bir iş. Başta Burak attığı üç golle, Uğurcan kurtardığı penaltıyla ve tüm Milli Takım gösterdiği kazanma hırsıyla her türlü tebriği hak ediyor. 2002’de Asya’da, Kore-Japonya’da dünya üçüncüsü olan takımın teknik direktörü Şenol Güneş, tam 20 yıl sonra yine Asya’da, Katar’da yapılacak olan Dünya Kupası’na Milli Takım’ı mutlaka götürmek istiyor. “Işığı gözümüze değil, önümüze tutun” diyerek yıpratıcı olmayan, yapıcı eleştiriler isteyen Şenol Güneş artık bir usta.
KORKULAN BiR MiLLi TAKIM
Lucescu’nun 2017-2019 arasında nüvesini oluşturduğu Milli Takım bugün Avrupa’nın önde gelen ekiplerinden biri. Kaleci, stoper, orta alan oyuncularının zenginliği ve kalitesi, Güneş’in tecrübesi ve öğretmenlik becerisiyle birleşince artık korkulan bir milli takımımız var. Bu futbol. Ama bu kadar tecrübeye sahip bir teknik direktörün, uluslar arası lig oyuncularına sahip milli takımın 3-0 üstünlüğü koruma işini kendi ceza sahası içinde yapması, kale sahasına kadar kapanması kabul edilebilir bir şey değil. Bu milli takım koruyarak değil, ilk yarıda olduğu gibi rakibi kendi sahasında tutarak zaferlere daha kolay gider.
Son 60 yıla, Avrupa ve dünya futboluna, yıldızları, teknik adamları, total futbol ekolü ile imza koyan Hollanda bugün de saygı duyulan bir futbol ülkesidir. Dünkü 4 gol bu açıdan çok önemlidir. Oyuncu, teknik adam, futbol düşünürü ve yorumcusu Johann Cruyff’un dün ölümünün 5. yılıydı. “Doktorlar sigarayı bırakmazsam artık futbol oynayamayacağımı söylediler. Ben de futbolu bıraktım” diyecek kadar alışkanlıklarına sadık, inatçı, dediğim dedik, zor bir insandı Cruyff. Barcelona’da yaşayan Cruyff ile Şampiyonlar Ligi maçları öncesi sohbetlerim oldu. “Futbol basit bir oyundur. Zor olan ise basiti oynamaktır” derdi. Dün milli takımımız özellikle ilk yarı kendi alanında iyi, daraltılmış alan savunması ile ve hücuma çıkışta az pas, etkili kontralarla futbolu daha basit oynadı, zoru başardı.
HAKEMDEN FUTBOL DERSi!
Kazanmaya odaklı Milli Takım’ın, Hollanda önünde ilk yarıyı 2-0 önde bitirmesi alkışlanacak bir skordur. 15’te Ozan’ın düşerken destek koluna değen topta penaltı bekleyen Hollandalı futbolculara İngiliz hakem Oliver adeta kural dersi verdi ve ‘devam’ dedi. Kenan’ın başlattığı, Hakan’ın pası ve Burak’ın vuruşu ile gelen gol Milli Takım’ı rahatlattı. 34’te Okay’ın düşürülmesiyle gelen penaltı golü Milli Takım’da rakip kaleye gol için gitme iştahının boyutuna bir örnekti.
Türkiye ikinci yarıya müthiş bir Çalhanoğlu golü ile başladı. Milli Takım 3-0’dan sonra skoru tutma isteğiyle daha savunma ağırlıklı ve tempoyu düşürme oyununda, Hollanda dominant olmaya başladı ve iki dakikada iki gol buldu. Savunmadaki bu zaafı Caner ve Taylan’ı oyuna alarak gidermek ve rakibi ceza sahasına girmeden önlemek düşüncesi olumlu sonuç verdi. Ve Enes’in yoktan yarattığı frikikte gecenin yıldızı, maçın kahramanı Burak skoru 4-2’ye taşıdı.
Sakin, özgüvenli, ne yaptığın bilen, iyi pozisyon alan, yardımlaşan ve futbolu basit oynayan yani Cruyff’un deyimiyle zor olanı yapan Milli Takım işi ilk yarıda bitirdi. İkinci yarı tekrar irdelenmeli, 3-0’dan sonra ceza sahası içine kapanmanın ve iki gol yemenin hesabı da iyi yapılmalı çünkü Dünya Kupası’na giden yolda daha 9 maç var. Milli Takım’ı teknik ekibini dünkü galibiyetinden ötürü kutluyorum.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
Paylaş