Strateji, değişim ve başarı

Ligin ilk haftalarında oyundan alındığında dayılanan, egosu şişik Van Persie’yi yedekler sırasına mahkum etmek, vatandaşı Nani’nin takdir edilecek hayati asist ve gollerine rağmen takım oyunundan uzak kalmaması için müdahale etmek Pereira’nın başardığı işler.

Hiçbir takım ve kurum yaptığı planları harfiyen uygulayarak başarılı olamaz. Bir takımı başarıya götüren strateji, sürekli yenilenen bir süreçtir.

OYUN YANSITMIYOR
F.BAHÇE ne kadar yenileniyor? Ve bu devamlı mı? Hayır. Haftalardır “Agresif oynuyoruz, rakip alanda basıyoruz, kalitemizi sahaya yansıtıyoruz” diyen Pereira, aslında sıkıntının farkında. F.Bahçe rakiplerinin kadro maliyeti itibarıyla 2-3 hatta 4-5 kat üstünde. Ama oynanan oyun, takımda yaşanan değişim bunu yansıtmıyor.

İlk yarı rakip kaleye sadece 2 isabetli şutu Fernandao ile bulan ve de 1 gol atan dünkü F.Bahçe, Pereira’nın maç önlerinde ve sonrasında anlattığı F.Bahçe değil. Birinci yarıdaki uyku futbolundan Fenerbahçe G.Birliği’ni uyandırmadı. Beraber uyumaya ve uyutmaya devam ettiler. Bu mudur Pereira’nın basan, agresif Fenerbahçesi? İlk yarı çerçeveye sadece 2 top.

Yine tekrar edeceğim. Fernandao, F.Bahçe’nin 1. santraforudur. Çünkü takımı için oynuyor. Komplekssiz, egosuz. Dün gereksiz gördüğü ve cezalı duruma düştüğü kart, Van Persie’ye yarayacak mı? Haftaya göreceğiz.

Hoca Pereira’nın, “Genç, toy, tecrübesiz” dediği Ozan Tufan’ı yedekte tutma ısrarını anlamış değilim.

Markovic iyi kumaş, işlenmeli. Goldeki muhteşem pası dışında rakip geçmedeki hüneriyle yenilenen, alternatifli takım sürecinde mutlaka olmalı. Alper’i zorlamalı.

İLK 11 DEĞİL 18
Ligde 11, son 16 resmi maçta yenilmeyen F.Bahçe, bir istikrar görüntüsü veriyor gibi. Ama 24. resmi maçına çıkan Nani ile Markovic’i ve Ozan’ı mukayese edersek takımı klasik 11’le değil klasik 18’le hazır tutmak lazım.

Kaleci Volkan’ın ‘1-0 olsun bizim olsun’ mantığı eğer şampiyonluğa giden yolda Pereira’nın felsefesi olacaksa, bu tehlike sinyalidir.

Son olarak Avrupa’nın önde gelen kulüpleriyle mukayese edilen paralarla kurulmuş 7 yabancıyla maça başlayan Fenerbahçe ve 9 yabancısıyla mücadeleye çıkan Gençlerbirliği Ankara’daki maçında sadece 7 bin kişi vardı.

Kimse kimseyi kandırmasın. Futbolumuzda ‘3 Temmuz rüzgarı’ hala esiyor.