Simit sarayı

TMSF kontrolündeki Show TV, az kalsın ne Hollanda ne de dünkü Lüksemburg maçlarını yayınlayacaktı. Çünkü parayı verenler, reyting derdinde olanlardan başka yerlere bakıyordu. Simit Sarayı, maçların yayınına sponsor oldu, destek ve katkı verdi. Tabii Simit Sarayı’nın verdiği destek, devletin verdiği desteğin yanına yaklaşamaz. UEFA ihalesine girmeyen, maçlara rağbet etmeyen Show TV’nin, Saran’ın UEFA’dan bu hakları almasından sonra milli maçlara ilgi duyması ve gelinen noktada işin TMSF’de tıkanması futbolumuzda yanlış giden onlarca yoldan sadece biri.

DİBE VURMADIK MI?

Hollanda maçı sonrası Terim şöyle dedi: “Biz bu maçı kazansak Türk futbolu kurtulmuş olmayacaktı, yenilsek de Türk futbolu batmış olmayacaktı.” Evet, doğru. FIFA sıralamasında 56. sıraya inmiş, 2008 Avrupa Şamipiyonası’ndan sonra dört büyük (iki dünya, iki de Avrupa şampiyonası) finallerine katılma şansını kaçırmış bir milli takım, zaten dibe vurmuş bir milli takım değil midir?
A) Kulüpleri, iflas bayrağı çekmiş
B) Seyircileri, tribünlere veda etmiş
C) Futbolcusu, ağzına dayanan silahın verilmeyen cezasıyla milli formaya rest çekmiş
D) Yöneticisi, şişirdiği egolar ve başkanı olduğu markayı öne çıkararak aldığı ihalelerle servetine servet katmış
E) Medyası, reyting ve tiraj hesaplarıyla her türlü değeri yitirmiş bir haldeyken futbolumuz nasıl zirvede olacaktı?

HAKAN’I KURTAR

Ufak hesaplar yapıyoruz, bilerek veya bilmeyerek. Hollanda, bizim maçtan sonra dün İspanya ile oynarken rakiplerimiz Çekler Slovakya, İzlanda Estonya, Letonya da Ukrayna deplasmanlarına giderken, biz nereden bulduk FIFA sıralamasında 136. sıradaki Lüksemburg’u? Baştaki hesap Hollanda maçının olası yarasını Lüksemburg galibiyetiyle sarmak mıydı yoksa?
Dünkü maç hiç bir şeye ölçü değil. Türkiye için 2016 Fransa defteri matematiksel değilse bile benim için kapanmıştır. Lüksemburg önünde yedeklerimizin futbol kapasitesi, onların 10 kat üstünde ama rakip bizimkine yakın gol fırsatı buldu.
Takım oyununda, kontra hamlelerinde kalemizi tehdit etti. Bir yerde kafa kafaya oynadık. Önemli değil. Hakan, 87. dakikada senaryoyu olması gerektiği gibi bitirdi.
Dostum Terim’e derim ki;

1-Umut, Kazım ve Olcay, yaşları ve heyecanlarıyla gelecek milli takımın oyuncuları değiller.
2-Ozan Tufan’da orta alanda ısrar et.
3-Çalhanoğlu’na, Terim’in hırsını ve ihtirasını yükle. Onu Alman olmaktan kurtar...