Hücum ama...

11. hafta sonunda liderin sadece 1 puan gerisinde şampiyonluk hesapları içinde olan bir takımın, teknik direktörünün işine sadece Türkiye’de son verilir.

Haberin Devamı

Ve gönderilen o teknik direktörün yerine, ülkenin 10 bini aşkın antrenörü arasından bula bula milli takımın yardımcı hocasını bulma garipliği de herhalde sadece Türkiye’de yaşanır. Ve sadece 8 yıllık antrenörlük geçmişi olan, Akhisar’daki 3 yıllık performansı dışında CV’sinde herhangi başarı olmayan Hamza Hamzaoğlu, bir anda kendini herkesin gıpta ile baktığı yerde, G.Saray gibi bir kulübün başında bulur. Hayırlı olsun... Başarırsa Türk futbolu ve Türk antrenörlüğü kazanacak.
Futbolcuların Prandelli’ye ne sevgisi ne saygısı vardı. “İspanya’da en çok gol atan, İtalya’da en az gol yiyen takım şampiyon olur” felsefesi içerisinde kontrollü futbol oynatmaya çalışan İtalyan hoca, ne ideal kadroyu kurabildi, ne eldeki oyuncularına uyan bir oyun düzeni...

Haberin Devamı


AÇIĞI GÖRDÜ


HAMZAOĞLU, iyi tanıdığı eski takımı Akhisar karşısında Burak’ı Umut’un arkasına saklayarak ve Bruma’yı ilk 11’de sahaya çıkartarak, özellikle hücumda Prandelli’den farklı şeyler yapmak istediğini gösterdi.
Prandelli’nin gitmesini beklermiş gibi Selçuk, Burak, Bruma başta olmak üzere futbolcular, hırslı, futbola aç bir görüntü verdi. Bu açlığın getirmiş olduğu tempo, Akhisar kalesinde net gol pozisyonlarını yaratmadı. Burak’ın attığı ilk gol, Daglao’nun ikramıydı. 4-4-1-1 başlayıp, orta alan zaafını gören Hamzaoğlu, 4-2-3-1’e dönerken, savunma önünde Selçuk ve Emre’ye görev verip Umut’u da sağ açığa çekti ve Burak’ı tek forvet bıraktı.
İlk yarı sahasında kapanan Akhisar, 2. yarı çıkmaya başladı. G.Saray da yorulmaya. Melo’nun yokluğu hissedildi. Kupadaki Eskişehir ve dünkü Akhisar maçları taraftarlarda, “Hamza ile her şey tamam” umudu yaratmasın.

Yazarın Tüm Yazıları