Paylaş
Futbol sahasından her oyuncu verilen kararların doğru ve yanlış olduğunu bilir. Gökhan Gönül gidip penaltı kararından sonra yan hakemin göğsüne teşekkür temaslarıyla dokunurken Şenol ne yapmalıydı? İki farklı devrede oynanan bir maçtı. Birinci yarıda Fenerbahçe daha araştıran, daha dominan, ikinci yarıda Gaziantep rakibini çözmüş, oyunu dengeleyen bir takım hüviyetindeydi.
Beşiktaş Rize’yi evinde yenemedi ama Mersin yendi.
Galatasaray evinde Eskişehir’e üstünlük kuramadı, ama Gençlerbirliği Eskişehir’i deplasmanda mat etti.
Balıkesir 39 yıl sonra Galatasaray’ı 2-0 ile geçerken, Akhisar deplasman maçından Gekas ile galibiyetle döndü.
Kısacası bu yıl bu ligde her maç her sonuca gebe.
Hakem sonucu!
F.Bahçe Yanal dönemindeki çok baskı yapan, rakibi bunaltan görüntüsünden uzak duruyor. Ne kontralarda, ne de organize ataklarda rakip takım üstünde herhangi bir etkisi yok. Balıkesir’deki Galatasaray’dan biraz daha iyiydi dün akşam Fenerbahçe.
İsmail Kartal’ın saha içindeki oyun anlayışına müdahale etmede, takımı yönlendirmede ve en önemlisi futbolcular arasındaki iletişimde hiçbir katkısı yok. Her takımın, sonucu değiştiren yıldız oyuncuları, takıma ivme veren isimleri vardır. Galatasaray’da Selçuk-Burak gibi, Fenerbahçe’de Sow-Kuyt-Emenike gibi. Galatasaraylıların başına gelenler dün Emenike’nin başına geldi. Taraftar, hep yıldızların attığı golleri ve iyi futbolu istiyor. Neden taraftar, futbolcunun zayıf, formsuz kalacağı anları bu kadar acımasızca eleştiriyor. Emenike dün gece Fenerbahçe taraftarından almış olduğu protestoyu kesinlikle hak etmedi.
Maçın sonucunu hakem kararı tayin etti. “Doğru mu yanlış mı, yetkileri nereye kadar olması lazım” diye tartışılan çizgi hakemleri yarın için büyük ışıklar vaat eden bir hakemi böylesine yanıltabiliyor ve bir takımın kaderi ile derinden oynayabiliyorsa neden buradayız?
Sonuçta Fenerbahçe geçtiğimiz yılki futboldan çok uzakta, bu yıl ilk iki haftaki performansının gerisinde ama hakem kararı ile galip.
Paylaş