Paylaş
Avrupa'nın 6. büyük liginde tüm statlar boşa yakın. Neden? Bilin bakalım... Ligde kolay maç yok. Deplasmanda alınan 3 puan F.Bahçe için başarılı. Ama duran top golleri dışında pozisyon üretmede zorlanan F.Bahçe için bir şeyler de yazmak lazım.
F.Bahçeliler, Yanal'ın şampiyon yaptığı agresif, yardımlaşmalı, atak, ileri hızlı oynayan takımını mı tercih ederdi, yoksa Pereira'nın statik, zor hızlanan, ısırmayan, yıldızların bireysel finallerinden pozisyon bulan ve daha takım olamayan ekibini mi?
Şimdi tarih olan Kuyt, Emenike, Sow, Pierre Webo'yu mu, yoksa bu sezon sahne alan Nani, Van Persie ve Fernandao'yu mu?
Son Antalya maçında 90+6'da frikik golü ve asistiyle 3 puanı alıp, 'maçın adamı' diye anılan Nani, geldiği günden bu yana F.Bahçe'nin 'duran' adamı... Duran adamların, duran toplardaki finali, F.Bahçe'yi şampiyonluğa götürmeye yeter mi?
EKİP RUHU NEREDE?
Rıza Hoca'nın, F.Bahçe'ye saygı duymasına, defans ağırlıklı oyununa saygı duyulur. Ama Pereira'nın, 'en geri ile uç arasında mesafe 30 metreye inecek, agresif ve kişilikli futbol gelecek' tekrarları, bu Nani ve bu Van Persie ile lafta kalır.
Yandex desteğinde Messi ve Ronaldo'yu alsanız da, takım yaratamazsanız, olmaz. Futbol ekip oyunu ve herkes zincirde halka olmalı. Gençliklerinde yeteneklerini inkar edemeyeceğimiz Van Persie ve Nani topla bu kadar az buluşurken, Nani şut atmadan, Van Persie girdiği 1.5 pozisyonda topu kaleye itemeden oyundan çıkarken nasıl ekip ruhu oluşacak?
Sözün özü; Tartışılan Diego, F.Bahçe'yi ceza alanına taşıyacak en etkili oyuncu. Caner'in hırsı, diğerlerine örnek olmalı. Souza daha çok rakip ceza alanında görünmeli. Ve Pereira, yönettiği takımın F.Bahçe olduğunun farkına varmalı.
Paylaş