Paylaş
2020 yılı hepimiz için büyük umutlarla başladı diyebiliriz. İsminin sempatikliği ile başlayan serüven, COVID-19 ile tanışmamızdan sonra hayatımızda hiç görmediğimiz bir yıl yaşamamızı sağladı. Bazı arkadaşlarımız, dostlarımız, annemiz, babamız hatta yakınlarımız bu süreçte vefat etti. Üzüldük ve gerçekten çaresizliğin nasıl bir şey olduğunu dünya olarak deneyimleme durumunu yaşadık. Acı bir deneyimdi.
Bütün bu süreçte donanım üreticileri ve oyun üreticileri de ultra düzeyde etkilendiler. Dünya çapında fabrikalarda üretimler yavaşladı hatta durdu. Ofislerde çalışan insanlardan şanslı olanları evlerinden çalışmaya başladı. Şanssız olan kesim ise işsizlik ile tanıştı. Kurulu düzenler bozuldu, yeni bir normal anlayışına geçildi. Basın toplantılarımız, lansmanlarımız, etkinliklerimiz ekran başında, elimizde çay, üstümüzde pijama ile takip ettiğimiz garip bir duruma geldi.
Bütün bunlar olup biterken oyun sektörü ise espor tarafı ile öne çıktı. Daha fazla insan Twitch üzerinde canlı yayın izlemeye, Youtube üzerinde video içerik tüketmeye başladı. Turnuvaların yayınları arttı. Daha fazla kişi evden bu işlerin yapılabileceğini ve zaten yapıldığını gördü. Prodüksiyon kalitesi tabii ki çok üst düzeyde olamıyordu mevcut internetler gereği ama yine de kendi kendimize eğlenceler çıkardık. Canımız sıkıldıkça yayın aç tuşuna basıp şu hayatta bir başına kalınabilen nadir durumlardan kurtulmaya çalıştık.
Ya da piyasaya çıkan oyunları merakla bekledik. Geçen yıl gerçekten çok güzel yapımlar piyasaya çıktı. Mesela Cyberpunk 2077 =) Sona eklediğim gülücüğün hem mutluluk hem de sinir ifade ettiğini artık herkes anlayabiliyordur diye düşünüyorum. Yıllardır beklenen, ertelenen, 3 GPU mimarisi ve 2 konsol jenerasyonu değişimini gören bu yapım tam manası ile koskoca bir balon olarak tepemizde patladı. Bu satırları yazarken oyunu 86 saat 14 dakika boyunca oynamış biri olarak yorumumu yapıyorum.
Hatta bununla da kalmıyorum ve internete düşen, oyunun tanıtıldığı dönem ile karşılaştırma videolarını da izleyerek cümlelerimi hazırlıyorum. Neresinden bakarsak bakalım, oyuncular olarak kocaman bir yalanın tam ortasına bırakıldığımızı söyleyebiliriz. Çıkış günü kutlamaları ile birlikte başlayan olaylar silsilesinin geldiği son nokta 16 Ocak tarihinde “The botched launch of Cyberpunk 2077” (Cyberpunk 2077’nin başarısız lansmanı) başlığı ile The Economist’e kadar çıkmaya uzandı.
Bir tarafta dünyanın sayılı masaüstü rol yapma sistemlerinden Cyberpunk 2020’den esinlenilerek yola çıkılan ve milyonlarca insanın deli gibi beklediği bir rüya, diğer tarafta ise yıllar içinde bir türlü tamamlanamayan, bu durumun bir şekilde gizlendiği, son güne kadar farklı aksiyonlarla beklentinin yüksek tutulduğu, çıkış gününde dünya çapında belli medyaların oyuna erken erişmesi, bu beklentiyi körükleyici puanlarla ve Twitch üzerinde yer alan totale oynayan çoğu yayıncının erken erişim ile yayın açmasının akabinde müthiş bir satış rakamına doğru fırlatma rampası görevi görmesini izledik.
Oyunu alan PC kullanıcıları bir şekilde oyunu çalıştırdı. RTX modu ile çok sorun yaşamayanlar da oldu, sorun yaşayıp kapatanlar da oldu. Ben neredeyse 2-3 hata dışında PC tarafında hiç sorun yaşamadan bir şekilde oyunu tamamladım ve 86 saatlik bir serüven yaşadım. Şimdi girsem yine oynarım o ayrı konu.
Lakin konsol tarafında gerçekten büyük kıyametler koptu. Oyunun türlü türlü bug’ları insanların yaşadığı sorunların temelini oluşturuyordu. Kimi görev hataları kimisi ise performansı etkiliyor, günün sonunda oyun keyfinizi baltalıyordu. Bu konuda marka tarafı böyle şeyler olabileceğini ve üzerinde çalıştıklarını, konunun takipçisi olacaklarını beyan ettiler.
İşte şimdi burada şu soruyu sormak lazım. Bunca beklentiyi körüklerken, oyunun adını büyütürken, eksik ve yarım yamalak hazırlanmış bir oyun dünyasını bize sunarken de konunun takipçisi miydiniz?
Bu soruyu soramadan üst yönetim özür diledi. O büyük patlama yaratan satışların iadelerinin dönmeye başlaması, firma ile Sony ve Microsoft arasında bir krize bile sebep oldu. Kullanıcılara oyunu iade edebilirsiniz dendiğinde ülkemizde iade etmek isteyen oyuncuların bu konuda olumsuz cevaplar aldığı konuşuldu. Mekanizmaların bu iadeden haberi olmadığı kulaktan kulağa gezdi. Oyun Sony’nin uygulama mağazasından kaldırıldı. Bizim kanunlarımıza göre karşılığı ayıplı mal satmaktı yaptıkları. Eksik, tamamlanmamış, düzgün çalışmayan ve çok daha önemlisi gösterilen ile satılanın çok fark ettiği bir üründen bahsediyoruz. Yapılan hareket doğruydu, yeni insanların oyuna erişmemesi de lazımdı.
Biraz realistik örneklerle yolumuza devam edelim. 3 farklı sınıftan birini seçerek başlıyoruz lakin oyun bir noktadan sonra Doom ya da Duke Nukem’e dönüyor. Vura vura, kese kese, basa basa ilerliyoruz. Bu oyun dünyanın en karizmatik masaüstü rol yapma sistemi Cyberpunk’ın neresini feyz aldı diye düşünmeden edemedik bu aşamada. Gerçekten Night City içinde böyle basa basa gezmek isteseniz sizi kokoreç olarak 5 dakika içinde bulabilecekleri kadar çetin bir beşeri kültürden bahsetmeniz gerekir.
Hadi diyelim oyun bu kadar sert olmasın diye eklenmedi bu durum. Okey, kabul. Peki oyunun kilitli kapılarını nasıl izah edecekler? Oyun içinde oynarken en çok düşündüğüm şey “bu kapının arkasında ne var?” oldu. Cevap mı? Süs olsun diye konulduğunu öğrendim. İnsan sinirleniyor elbette.
Bir diğer konu eşya üretimi. Topladığınız eşyalarla sağlık paketi ve mermi gibi şeyler üretiyoruz. Olduğumuz yerde, bir tuşa basarak yapıyoruz. Ama bu konuda “5 tane üret” diye seçebileceğimiz bir şey yok. Benzer tüm oyunlarda 1-5-10 gibi seçeneklerle paket halinde üretim seçeneği sunulur. Onu da atlamışlar. Bu size oyun içinde müthiş bir efor kaybettiriyor.
Oyunda bize özel bir otel odası var. Kaç kere gittin diye sorsanız, 86 saat içinde sanırım 1 ya da 2 derim. Silahı durduğum yerden üretiyorum, eşyaları öyle. Dünyayı sırtımda taşıyorum 5 kuruş gocunmuyorum. Bir şeyler eksik ya da yanlış tasarlanmış diyor insan kendine, buna gerek yoksa neden var? Sorusu hep akıllarda. Bir tabanca düşüyor ve silah bile üretmeden vura vura geçiyorum herkesi. Bir dengesizlik hakim ortama.
Oyunun çıkışından sonra PC MASTER RACE dedik, gülüp eğlendik bu süreçte. Gerçekten PC kısmında çok daha iyi çalışan bir yapım vardı. Metacritic notlarında 86 notunu PC tarafı alırken 56 PS4, 61 de XBOX için not aldı. Bu notlar yine kabaca iyi bir aşamada diyebilirim. Bunu neye dayanarak iyimser bir noktada söyleyebiliyorum, yapım çıktığı günden bugüne kadar, Steam platformunda kullanıcılarının yüzde 80’ini kaybetti. Kabaca oyuna sahip 5 oyuncudan 4’ünün artık oynamadığını söyleyebiliriz.
Kullanıcıların kaybı, konsol problemleri, optimizasyon vs. derken şirketin değer kaybını da düşünmek lazım. Bu çalkantılı süreçte 1 milyar dolardan fazla bir kayıp da söz konusu. Bir şekilde akan kanı durdurmak isteyen şirket yetkilileri yukarıda dediğim gibi özür dilediler ve yeni bir yol haritası duyurdular. Bu noktaya kadar açıkçası umutluydum. Tamam olmadı, hadi PC için yaptılar bir şeyler, konsol için ok olamadı, pandemi vardı, yeterince yürümedi işler diyordum. İyimserdim. Ama gerçekten bu açıklanan yol haritası ile kullanıcıların hatta kaba tabirler müşterilerinin aklıyla dalga geçtiklerini de düşünmeye başladım. Kocaman bir hiç sunmaktan fazlasını yapamayan firma The Witcher’ın büyüsüne ve oyuncular üzerinde yarattıkları sihre kapılmıştı. Hemen altta bu görseli siz de görebilirsiniz.
Bunun neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Şu an kırpılmış, senaryosu yetişmeyecek denilerek çoğu şeyden vazgeçilmiş bir oyunu “sadece ayakta tutmak için” güncelleyecekler. Yeni jenerasyon konsollar için oynanabilir hale getirip ilerde arkasını doldurmayı düşünüyorlar. Bakınız o harita üzerinde yeni jenerasyonun bir şekilde oyuna erişimi 2021’in sonu gözüküyor. Ücretsiz DLC’ler ve ücretsiz güncelleme ile yeni nesil için duyuru yapılmış. Siz bu oyunu PS5’te oynamak isteyen insanları 1 yıl bekletmekten nasıl bu kadar rahat bahsedebiliyorsunuz? Ya da şöyle soralım, bu oyunu PS5 için 1 yıl sonra çıkartacağınızı söylüyorsunuz fakat daha bunun PS4 sürümü de yarım yamalak ortada ve onu düzeltirken yeni jenerasyonu da nasıl yapacaksınız?
Oyunu oynadıkça, benim gibi 86 saatinizi ayırdığınızda senaryo içinde boş kalan kısımları, bazı görevlerin gereksiz uzunluğunu, etrafta nasıl bu kadar çok yan görevin var olduğunu, o telefonun niye hiç susmadığını ve en önemli kısım olarak oyundan çıkartılan içeriklerin ardında kalan birden çok oyun sonu ekranının nasıl oluyor da bu kadar basit ilerlediğini sorgulamaya başlıyorsunuz.
Oyunda yer alan RPG öğelerinin temeli diyebileceğimiz oyun içi dialogların belli seçenekler etrafında dönmesi, sizin onu seçmeye zorlanmanız dahi oyundan çıkartılan büyük bir bölümün olduğunun kanıtı niteliğinde.
Yukarıda da dediğim gibi, oyunda teknik sorunlar ve optimizasyonlar yapılır. Fakat oyunun hammaddesini çıkartıp temeli zayıf hale getirdikten sonra ona yeni bir şey koyamazsınız. Bu konuda geliştirici kısmında nelerin yaşandığı çeşitli platformlarda sayfalarca yazıldı. Bu yazıyı yazmadan evvelde Cyberpunk üzerine muazzam bir video içerik üreten Talha Aynacı ve FRPNET’ten dostum Özay Şen ile bir fikir alışverişinde bulundum. Ben bazı şeylerden şikayetçiyim ama bunları abartıp abartmadığım konusunda ayaklarımın yere basması lazımdı. Özay bu konuda yakın zamanda yazdığı “CD Projekt RED Çalışanları Cyberpunk 2077 Sürecini Anlattılar” yazısından bahsetti. Okuyunca ve konu üzerine konuşunca daha bir üzüldüm ve sinirlendim.
Oyun dünyasında benim hatırladığım en büyük başarısızlık öyküsü Duke Nukem Forever’a aitti. 14 yıl 44 gün ile Guinness Rekorlar Kitabı’nda da görebileceğiniz, o kadar süre geliştirdikten sonra da gerçekten kötü bir yapım olarak ortaya çıkmış ve zaman içinde de unutulup gitmiş bir ürün kendisi.
Cyberpunk 2077 için böyle yitip gidebileceğini söylemek zor. Çünkü artık internet daha yaygın. İnsanlar çok daha kolay organize oluyor ve hakkını arıyorlar. Dava açılma durumları da gelen haberler arasında. Bu konu 2021 yılında da tartışılmaya ve gündemde kalmaya devam edecek. Üzüldüğüm nokta ise Cyberpunk adı gerçekten çok büyük zarar gördüğüdür. Umarım gelecekte bir kez daha böyle bir facia yaşanmaz ve bu durum gerçekten oyun geliştiren herkese ders olur.
Paylaş