Paylaş
An itibarı ile güvenli bölgeye çıkan ve rahat bir nefes alan Adanaspor'un maçı nasıl kazandığını değil de neden bu sezon başarısız olduğunu irdelemek daha mantıklı olur diye düşünüyorum.
Sezon başı şampiyonluğun favorilerinden biri olarak görünen turuncu-beyazlılarda kadrodaki isimlerin kalitesi en çok tartışılan konulardandı. Gelinen bu noktaya rağmen ben mevcut futbolcuların kalitesiz olduğuna inanmıyorum. Şaşıranlar ve "E madem öyle Adanaspor zirveden neden bu kadar uzak?" diyenler olacaktır. Bu duruma başka takımlardan örnekler verelim. 2013 yılına şampiyonluk hedefi ile başlayan Göztepe, Theo Weeks, Halil Akbunar, Ergin Keleş, Herve Tum gibi isimlere sahip olmasına rağmen küme düşmüştü. Aynı şekilde 2016 yılında Karşıyaka, Necati Ateş, Gökhan Ünal ve Engin Baytar ile alt ligin yolunu tutmuştu. Yukarıdaki isimlerin kalitesiz olduğu iddia edilebilir mi? Hiç sanmıyorum.
Peki problem neydi? Adanaspor yönetimi uzun süredir futbolcuların üç-dört yıl önceki performansına aldanıyor. Örneğin Gökhan Süzen'in hala İstanbul BB forması giyerkenki seviyede olmasını bekleyerek yapıyor bunu. Oğuzhan Aynaoğlu... 2015'te Demirspor'da başarılı bir yıl geçirdi. Sonrasında Rize'de yedek kaldı ve yaklaşık bir sene düzenli futbol oynamadan Adanaspor'a geldi. Haliyle ondan da verim alınamadı. Uche Kalu yaklaşık altı ay futbol oynamadan kadroya dahil oldu. Hala ilk on bire adını yazdırabilmiş değil. Benzer şeyleri Berkan Yıldırım için de söyleyebiliriz. Giresunspor'da ilk yarı kadroya giremeyen sağ bek, Adanaspor'da hazır bir görüntü vermedi.
Seneler öncesindeki iyi performansına bakarak oyuncu almak yalnızca bu sezon yapılan bir iş değil. Geçmişe bakınca Barış Memiş, Bülent Bölükbaşı, Emre Toraman ve daha nice isimler görebilirsiniz. Yani demem o ki sorun oyuncuların kalitesi ile alakalı değil, en verimsiz olduğu dönemlerde takıma dahil edilmesi ile alakalı.
Kadro derinliği oluşturması açısından takıma dahil edilen Uğur, Gökhan Meral ve Alpay'dan bahsetmiyorum bile. Bu isimlerin Spor Toto 1. Lig'de mücadele edebilecek seviyede olmadığını düşünüyorum.
7 yabancı ile sezona başlamak da bir başka hataydı. Dışarıda kalan iki yabancının sürekli değişmesi, bunun beraberinde ilk on birde bir istikrar yakalayamamak, oyunculardan alınabilecek verimi de epey düşürdü.
Kadro bu şekilde kurulunca, alternatifler yetersiz kalınca, önceki sezondan kalan oyuncular eskisi kadar iştahlı görünmeyince ve buna ek olarak bir de teknik direktör seçimlerinde facialara şahit olunca, sezonu iyi bir noktada bitirebilmek umutsuzlukta umut aramaktı. Sezon öncesi takımla çalışan, sezon başlamadan geri gönderilen adı sanı duyulmamış Azerbaycanlı bir antrenör, sonrasında, yine muhtemelen 6-7 yıl önceki hocalığına aldanılarak tercih edilen Kemal Kılıç ile, tıpkı önceki sezonda olduğu gibi, yine berbat bir yaz kamp dönemi geçirildi. Renan ve Magaye'nin bir 2016'daki bir de şimdiki kilolarına bakınca takımın ne kadar kötü antrene edildiği daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Son olarak taraftar konusu. Bu sezon Adanaspor'un iç saha maçlarında çıt çıkmadı adeta. Bütün köprüleri atan yönetim yeniden taraftarının itici gücünü kazanmak için şu ana kadar bir çaba sarf etmedi. Bu da Adanaspor camiasını şu ana kadar epey gerdi. Bu kaos daha ne kadar büyüyebilir bilinmez. Ancak taraftarsız bir Adanaspor'un düşünülemeyeceği ve bu konunun ciddiye alınması gerektiği aşikar.
Paylaş