Wisteria günleri

Takım savunması için çok çok şey ifade eden iyileşen Semih’in kadroya alınmaması, üstüne Melo’nun kadrodan çıkarılması, Sivas maçında Hamza Hoca’nın elini zayıflatan bir tercih oldu. Semih, en azından kulübede olmalıydı. Sivas gibi kritik dönem maçları fedakarlık istenecek ve fedakarlık yapılacak maçlardır. Maçın öneminin farkında başladı oyuncular. Galatasaray, Yasin ile golü bulduktan sonra, Burak ile maçı koparacak net pozisyonları da buldu.
Maçın daha ilk yarıda bu şekle dönmesinde,

1-Yasin ve Bruma’nın, oyun disiplini ile Hamit-Selçuk ikilisine yaptığı yardım.
2- Kazanılan topların, çabuk ve öne etkili kullanımı ile Sivas’ın dengesiz yakalanması.
3- Sabri’nin, kenar oyununa kattığı hareketlilik ve pozisyon hazırlamaya olan katkısı.

YANLIŞ TERCİH

SERGEN Hoca, takımın başına geçtikten sonra potansiyelini yakalamaya doğru hızla ivmelenen ekibinin kötü durumunu görünce erken müdahale etti. Riskli bir seçimdi. Zira ön tarafta kötü oynayan ve etkisiz Utaka’nın yerine orta alanın önemli bir oyuncusunu kenara alarak, “Ya maçı çeviririm ya da farklı kaybederim” dedi.

İRADE VE ÜMİT

BÜYÜK takımların iradesi, küçük takımların ümitleri vardır. Galatasaray, Sivas deplasmanında galip gelerek, büyük takım iradesini ortaya koydu. Sezona kötü başlayan ve mental çöküş yaşayan, Hamza Hoca’dan sonra toparlanmaya başlayan sarı kırmızılı ekipte, hem oyuncu bazında hem de sonuç anlamında gelişim gözüküyor. Sorunlu Eskişehir deplasmanı ve Sergen Hoca ile çıkış yakalayan Sivas karşısında alınan bu galibiyetler, Galatasaray’ın şampiyonluk yarışına daha güçlü tutunmasını ve 4. Yıldız’a daha çok yoğunlaşmasını sağladı.
Galatasaray, oynadığı oyun olmasa da aldığı bu kritik galibiyet ile Wisteria Tüneli’nde güzel günler geçiriyor. Fakat bu günlerin devam etmesi ve tünelin ucunda sürpriz yaşamamak için; olmazsa olmaz oyuncuların eksikliğini yaşamaması, Hamza Hoca’nın nerdeyse hiç hata yapmaması ve ekstra oyuncu performanslarına ihtiyaç var.