Paylaş
Aslında, kolay olan maçı zor hale getirecek sebeplerden biriydi bu. Kazak takımının kısıtlı kapasitesi, daha bizim kaliteli ayaklarımız devreye girmeden bile oyunu lehimize çevirdi.
Maçın, Kazak yarı alanında geçmesi normal bir görüntüydü ama normal olmayan, Kazak duvarını aşmakta zorlanmamızdı.
Burak’ın öndeki yalnızlığını giderecek yardımların ve koşuların olmaması bir sorunken, sayıca fazla olduğumuzda hareketsiz kalmamız ve Kazak defansının işini kolaylaştırmamız bir başka problemdi.
Durum bu olunca geriye iki alternatif kalıyordu.
Ya Arda’nın özel yeteneklerini konuşturması ya da Master Yoda etkisinde duran top kullanan Hakan Çalhanoğlu’nun işi bitirmesi gerekiyordu.
Arda, ilk yarıda bu fırsatı yakaladı ama Hakan’a bu şans gelmedi.
KAZAK GİBİ DEFANS
MİLLİLERİN ilk yarıda yaşadığı problemin başında, Kazak takımının bir bütün ve sert defansı kadar, bizim beklenenin dışında bir organizasyon yapmamamızın da etkisi vardı.
Örmeğin, kapanan Kazak defansına uzun attık ve topu rakip alana taşıyalım istedik ama elimizde Hakan gibi büyük silahı kullanmak adına ceza alanı çevresinde faul almayı düşünmedik.
Mehmet Topal ve Ozan gibi iyi şut atana oyuncularımız varken daha fazla şut düşünmedik.
Hakan’ı beklerken, yılın en iyi oyuncularından Volkan’ı beklettik.
Volkan’ın oyuna girmesi, sağ kenar etkinliğinin yanında öndeki kıpırdanmayı da başlatan hamle oldu.
Önde, farklı bir alternatifin varlığı, en çok Arda’ya ve dolayısı ile Burak’a oldu.
HİDDİNK HAMLESİ
Fatih Hoca, yaptığı değişiklikler ile risk alıp, orta sahayı da hücumcu oyunculara teslim edince, aklıma Hollanda maçı ve Hiddink’in hamleleri geldi.
Hiddink, aldığı riskin sonucunu gol ile almıştı.
Yeteri kadar net pozisyon bulduk ve kolay kaçırdık ama direnen Arda işi bitirdi.
Özetle, Fatih Hoca’nın hamleleri ve Arda’nın özellikle ikinci yarıdaki Liderlik, kalite ve hırsa bürünmüş oyunuydu.
Paylaş