Problemin kendisi

Podolski de olsa, hazır olmayan ve uyum sağlayamamış bir oyuncunun sahada olması, her sene 20 tane golün içinde olan bir golcüye tercih sebebi teknik de olsa kabul görmez. Yİnede Alman’ın kafası sadece skoru değil soru işaretlerini de değiştirdi.

TÜRKİYE’de, elde ettiği önemli başarıları probleme dönüştüren, kazanılan kupaların keyfini sürmek yerine sorun üreten, mutlu olması gerekirken huzursuz ve mutsuz olabilen tek takımdır Galatasaray. Alınan her kupa, biraz daha sorun ve daha fazla memnuniyetsizlik olarak yansıdı. Kupa zehirlenmesi yaşıyor Galatasaray. Sıkıntının olmadığı dönemde, sorunu üretip problemin kendisi oluyor. Burak’ın Sivas deplasmanında oynamaması da bu çerçevede değerlendirilebilir. Hamza Hoca bu tercihi, tamamen kendi seçimi olarak anlatsa da aslında kimseye anlatamaz. Çünkü, Podolski de olsa, hazır olmayan ve uyum sağlayamamış bir oyuncunun sahada olması, her sene 20 tane golün içinde olan bir golcüye tercih sebebi teknik de olsa kabul görmez.

UYUM BOZAN

ÜSTELİK geçen sezon deplasmanda oynanan maçlarda çok zorlayan ve bu sene karşımıza Atletico Madrid olarak çıkan bir Sivas varken. Forma kombinasyonu güzeldi Sivas’ın. Sahada ise geçen senden bildiğimiz ve alışık olduğumuz işleri yapmaya devam eden takım gördük. Yine kendi sağ kenarlarını iyi ve etkili kullanmayı başardılar.
Galatasaray ve Hamza Hoca’nın bu seneki en büyük avantajı, geçen sezondan bu seneye yansıyacak özgüven ve uyum. Hamza Hoca, özellikle birbirini anlayan ve üretkenliği kanıtlanmış oyuncuları alıştıkları yerde oynatmalı ki, elindeki tek büyük avantajı kaybetmesin. Çünkü, ligde yarışacağı yarışacağı Fenerbahçe ve Beşiktaş’a göre şu andaki tek artısı bu.

BURAK’SIZ OLMAZ...

Gerekirse, Podolski alışma sürecinde farklı oynatılabilir ama ezberlenmiş hücum varyasyonları yapabilen Burak-Yasin-Sneijder üçlüsü değişmemeli. Bu değişim sadece bu üçlüyü ve üretkenliği etkilemekle kalmıyor, önce orta sahada Selçuk’a sonra da büyüyerek defansa yansıyan probleme sebep oluyor. E tabi haftalardır bu sorunları çözen adam da sonunda hata yapabiliyor. Muslera, o kadar çok takımı kurtardı ki bu yediği gol nazarlık olarak durur.
Burak’ın oyundaki varlığı sadece skorla alakalı değildir. Burak, özellikle 2 yıldır değişen oyun stili ile, takımın saha içi yayılımından, yanında ve arkasında oynayan arkadaşlarının performansını etkileyecek kadar önemlidir ve daha önemlisi eldeki tek oyuncudur. Kaldı ki, ilk yarı pozisyona giremeyen, üretemeyen, kopuk ve bireysel hataları olan Galatasaray ile ikinci yarıdaki gol atan, pozisyonlar üreten ve etkin gözüken Galatasaray arasındaki fark Burak Yılmaz’dır.

İKİNCİ YARI SNEIJDERLİKTİ AMA

İKİNCİ yarıda değişen Galatasaray’ın en çok ihtiyacı olan ve sahada olsa skoru değiştirecek isim Sneijder’di. Oyun ikinci yarıda Wesley’in isteyeceği şekle döndü ama Hollandalı yoktu. Sahada o ana kadar gözükmeyen Podolski’nin kafası sadece skoru değil soru işaretlerini de değiştirdi. Sonuç olarak, Sivas maçının anlattığı şudur.
1- Hamza Hoca hata yapmamalı.
2- Değişim değil gelişim zamanı.
3- Sorunun sebebi değil çözeni olmalı.
4- Denemek değil ezberletme önemli.
5- Erken uyarı iyidir dinlemeli.....

YARIŞTA OLACAKSA...

G.SARAY için, yenilenen ve güçlenen rakiplerine karşı yine en önemli kozlarından biri olacak Muslera. Fakat, bu sene önemli yıldızlar alarak alternatifli ama güçlü kadro kuran Fenerbahçe ve değişim yaşasa da eksik kapatıp varlığını daha fazla hissetirecek Beşiktaş’a karşı az hata yapan ve kendi elindekileri maksimum kullanması gereken sezon bekliyor Hamza Hoca’yı. Fenerbahçe, şu anda yaşadığı normal olan sıkıntılı süreci aşıp takım olmayı başardığında ligin gidişatı çok değişir. Şimdi bireysellik üzerinden giden Fenerbahçe ve Şenol Hoca ile daha tehlikeli hale gelecek Beşiktaş ile geçecek yarışta, güçlü bir şekilde yer almanın sırrı bu sene Muslera olamaz. Çünkü, bu sene karşısında kazanmaya aç, başarıya mecbur, hedefleri büyük rakipler var ve daha güçlüler.