Hep sonradan sonradan...

Astana’dan gelen beraberlik haberinin doğal olarak her iki takım oyuncularına da etkisi oldu.

Başlangıca bakarsak Benficalı oyunculara olan olumlu etkisi daha fazlaydı.

İlk maça benzer bir başlangıç oldu olmasına ama Galatasaray bu sefer daha sıkı tuttu.

Galatasaray’ın ilk yarıdaki görüntüsü kaybetmek istemeyen ama panik yapmayan, rakibe izin veren ama oyundan kopmayan, etkinliği düşük ama rakibi pasifize eden, kendi sahasında kalan ama rakibi rahat bırakmayan bir ekip resmindeydi.

İlk yarıda Hamza Hoca’nın planı işledi.

Eksikler yok muydu?

Vardı elbette.

Mesela; önde çoğalmakta zorlanıldı ve Burak iki uzun arasında yalnız kaldı.

Üretkenlik yoksa ceza alanı çevresinde faul aldırıp serbest vuruşu da bu aralar vurduğu fileyle buluşan Selçuk kullanılabilirdi.

Sneijder’e biraz alan oluşturulup, etkili şut atması sağlanabilirdi. 

FIRTINA KOPTU!

İLK yarıdaki bir başka hissedilen eksiklik ya da ihtiyaç Yasin’di.

Tam Yasin’in hızlı top taşıyacağı ve Galatasaray’ı baskıdan kurtaracağı, rakibi fazlaca geri koşu yaptırıp, yoracağı ve taraftarı tedirgin edeceği bir oyun vardı.

Fakat amacı puan, hedefi gruptan çıkmak olan bir takım için stratejik oynamak önemlidir.

İkinci yarının başına kadar da bu çizgide giden bir oyun oldu.

Fakat, bu çizginin mücadele ve konsantre düzeyinin biraz düşük olması golü yemeye sebep oldu.

Podolski kısa sürede cevap vererek Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma hayalini devam ettirip, maçı yeniden başlatsa da iki duran toptan yediğimiz gol her şeyi bitirdi.

Oyun organizasyonu içerisinde neredeyse pozisyon vermeyen Galatasaray, rakibinin işini kolaylaştırıp duran toptan yediği gollerle gruba veda etti. 

YOKLAR İÇİNDE MUSLERA...

BURAK’ın beklenenden uzak oynaması, Sneijder’in yeterince sorumluluk almaması, Podolski’nin maçın büyük bölümünde gözükmemesi, Selçuk’un koşmaktan ve mücadele etmekten kafasını kaldıramaması, Bilal’in geniş açılı oyun görüşünü sahaya koyamaması, Chedjou’nun duran toplarda hata yapması, Denayer’in Gaitan karşısında bekleneni verememesine tek başına dimdik duran Muslera vardı.

Maçın ikinci yarıda farklı mağlubiyetle bitmesini engelleyen büyük kaleci, müthiş pozisyonlar çıkardı.

Hele 85. dakikadaki Jimenez’in penaltıdan daha kolay pozisyonda yaptığı vuruşundaki kurtarışı inanılmazdı. 

KISA ÖZET...

AMACIN ne?

Puan almak.Hedefin ne?

Gruptan çıkmak.

Stratejin ne?

Atamasan da yeme.Sorunun ne?

Konsantrasyon.Yapman gereken ne?

Daha cesur oynamak. 

Hatan ne?

Duran ama durmayan toplar.