Beraberlik kötü sonuç değil

Başakşehir takımının en büyük avantajı, yıllardır aynı oyuncularla, ezberledikleri, sabırla ve devamlı aynı sistemi oynamaları.

Haberin Devamı

İşte bu yüzden, oyunları geçen sezondan daha iyi olmasa bile lider durumdalar ve şampiyonluk adayı olan büyüklerden ciddi puan farkı ile öndeler. Ve bu sezon hiç olmadığı kadar şampiyon olma ihtimalleri var. Galatasaray maçı da bu anlamda çok kritik bir karşılaşmaydı. Başakşehir’e karşı oynarken yapılacak ve yapılmayacak 3 iş var...

İlki, asla oyuna hakim olduğun hissini veren, uyuşturucu etkisi olan topa sahip olmayı avantaj görmemek. Çünkü, Başakşehir’in en tehlikeli olduğu anlar topun rakipte olduğu zamanlardır. İkincisi, maçı sonuna kadar sabırla, disiplinle ve konsantrasyonla oynamak. Yani rakibi silahı ile vurmak. Çünkü Başakşehir sisteminin temelini oluşturan en önemli kriterler bunlar. Üçüncüsü ve en önemlisi, asla geri düşmemek hatta öne geçerek maçı kazandıracak avantajı yakalamak. Başakşehir’e geri düşmek, normalden daha fazla risk almak demektir. Bu yazdıklarım ilk 20 dakikanın özeti gibi olsa da, aslında Başakşehir maçlarının senaryosu ve bu tuzağa düşen takımların makus talihiydi. Galatasaray’ın ilk yarıda etkin olmasını engelleyen iki oyuncu vardı. Epureanu ve Emre. Biri savunmada sakin kalıp geriden ayağa çok iyi toplar atarak oyuna başlangıcı sağlarken, diğeri orta sahada oyunun yönünü ve hızını ayarladı.

Haberin Devamı

PRES YAPMAK İSTEDİ AMA...

Galatasaray’ın Başakşehir defansına baskı yapma ve hata yaptırma isteği vardı. Bu istek 2 sebeple gerçekleşmedi. İlki, Epureanu’nun panik ve hata yapmadan attığı paslarla baskıyı kırması. İkincisi, G.Saraylılar’ın pres zamanlaması ve dozunu ayarlayamaması. Belli ki pres yapma bir taktik olarak istenmiş ama uygulama daha önce çalışılmadığı hissi uyandıracak şekilde sırıttı. Oyuncular nasıl pres yapacağını çözemedi.

EREN NİYE VURMADI İNANILIR GİBİ DEĞİL

Galatasaray maçın genelini akıllı oynadı. Kenarda oynayan Feghouli ve Onyekuru’nun geriye yardım ettiği ama öne de hızlı çıkışlar yaptığı, orta sahanın kalabalık ve birbirine yakın oynadığı, savunmanın dikkatli olduğu ama önde az pozisyon üreten bir takım gördük. Maçı koparacak pozisyon yine Eren’in ayağına geldi ve niye vurmadı inanılır gibi değil. Niye vurmuyorsun kardeşim? Fernando’nun formu takımı üst seviyeye çıkaracak düzeyde değil. İngiltere’ye gitmeden önceki Ndiaye ile İngiltere sonrası Ndiaye arasında çok fark var. Keza Rodrigues için de aynı şeyler geçerli. Ama, oynadığı her maçı büyük fırsat bilen genç Ozan son dönemde takımın yıkılmaz kalesi gibi. Galatasaray açısından yaşadığı sıkıntıları düşününce beraberlik kötü değil. Yenilginin her seyi bitirebileceği bir maçta yenilmemek de önemli.

Haberin Devamı

MAÇIN ADAMI: ONYEKURU

Yazarın Tüm Yazıları