Paylaş
Fatih Hoca Kasımpaşa karşısındaki onbirini yazarken Donk ve Selçuk'un yanına Tolga'yı yerleştirerek orta sahayı ele geçirmeyi planlamış. Kanatlarda hızlı isimlerle oynamayı tercih ettiğini biliyoruz. Fernando ve Belhanda'nın yokluğunda, hasta olan Feghouli'yi de kenarda tutarak sahadaki futbol aklını minimize etmeyi belliki göze alamamış ve sağ öne Feghouli'yi koymuş.
Maçın ilk 25-30 dakikalık bölümünde bu planın kısmen tuttuğunu, G.Saray'ın oyuna hakim olduğunu, savunmada tüm takım topun arkasına geçen, rakibe oynaacak alan bırakmamaya çalışan Kasımpaşa karşısında aradığı golü de bularak skor üstünlüğünü ele geçirdiğini gördük. Son haftaların iki flaş ismi mükemmel bir gole imza attılar. Kasımpaşa ataktayken Donk kaptığı topta rakiplerini birer birer geçti. Normalde hemen yanındaki ya da önündeki isimlerden birine pas vermesini beklediğimiz bir anda Donk ters kanattan atağa çıkan Rodrigues'e önüne mükemmel bir pas attı. Bu topları çok seven Rodrigues de haftanın en güzel gollerinden birine ismini yazdırdı.
G.Saray oyunun içerisinde kimi zaman çok iyi oynarken kimi zaman da tamamen kayboluyor. Pazar akşamı iyi oynadığı dakikalarda bir de talihsizlik yaşadığı, Gomis'in rahatsızlandığı bir an var. Gomis'in kendini yere bırakışı, bunu gören Selçuk'un deparı, Kasımpaşalı oyuncuların bile kenara telaşla doktor işaretleri yapmaları hepimizin yüreğini ağzına getirdi. Bu talihsiz rahatsızlığı takiben Gomis ısrarla oyuna devam etmek istedi belki ama maalesef hem o hem takım arkadaşları bir süre bu durumdan etkilendiler. Gomis neredeyse maçın hiç bir anında etkili olamadı. Takımın en önemli gol silahı etkisiz kaldı, Feghouli rahatsızlığı nedeniyle limitli olan enerjisini erken tüketti, Selçuk her ne kadar elinden geleni yapmaya çalışsa da zaten henüz yeterince güçlü değil. G.Saray'ın total enerjisi düşünce Kasımpaşa önce dengeyi sağladı, ardından da oyundaki hakimiyeti ele geçirdi.
İlk yarı boyunca bir çok kez hamle zamanlamasında geciken ve hatalar yapan Serdar Aziz devrenin sonunda hızlı bir şekilde G.Saray ceza sahasına giren Kasımpaşalı oyuncu karşısında hamlesiz yakalandı. Düşerken topa hamle yapmaya çalıştı ama son derece dengesiz ve tehlikeli bir şekilde yatarak/atlayarak topa müdehale etmek istedi. Ceza sahası içerisinde bu kadar riskli bir hamle yapmak için çok tecrübeli olmak gerekir. Maalesef Serdar Aziz ne o hızda ne de o tecrübede bir futbolcu. Topa iyi vuramayıp üzerinden kayarak Kasımpaşalı oyuncunun sol ayağına bir darbede bulundu. Zaten hakemler bu sezon tüm tartışmalı pozisyonları G.Saray aleyhine çalma rahatlığındalar, o yüzden hakem de tereddüt etmeden penaltı kararı verdi.
Devreye 1-1 beraberlikle girilince Fatih Hoca'nın hamle yapacağını düşünmüştüm. Tahminim etkisiz kalan Gomis'in deplasmanlardaki iyi performansı nedeniyle Eren'le ya da dökülen Feghouli'nin Yasin'le değişeceği yönündeydi. Ama sonradan öğrendikki penaltı pozisyonunda sakatlanan Serdar çıktı, yerini Eren'e bıraktı. Bu değişiklik hem G.Saray'ın orta sahada bir kişi eksilmesine hem de sahadaki en faydalı orta saha oyuncusunun toplu oyundan kopmasına neden oldu. Hepimizin daha önce defalarca seyrettiği Tolga-Selçuk ikilisi üretkenlikten çok uzak kaldı. Sol kanattan Nagatomo ve Rodrigues ikilisi iyi ataklar geliştirdiyse de son paslarda etkisiz kaldılar. Sağ tarafta ise Feghouli'nin etkisiz oyununa Linnes de katılınca G.Saray bir kez daha tek kanata mahkum kaldı. Böyle oyunlarda rakip savunmanın dengesini bozmak çok zorlaşıyor, daha önceki maçlarda bir çok kez bunu izledik. Rakip savunmanın dengesini bozamazsanız da onları hataya zorlayamıyorsunuz. Kısacası gol pozisyonu bulamıyorsunuz.
Fatih Hoca bu durumu değiştirmek için sahaya Sinan'ı sürdü. Sanırım şut becerisini nedeniyle Yasin'in yerine onu tercih etti ancak Sinan sahada kaldığı süre boyunca hiç bir olumlu katkıda bulunamadı. Alışılageldiği üzere bir yan toptan kalesinde 2. golü Fatih Terim bence panikle Selçuk'u çıkarıp Yasin'i sahaya sürdü. Bu dakikadan sonra G.Saray tamamen tesadüfi toplara bel bağlamış oldu çünkü orta saha ve kanatlar tamamen etkisizleşti, takım oyun kuramaz topu ileriye taşımaz oldu. Eski günlerini özlemle aradığımız Muslera ve savunma sürekli uzun toplarla şanslarını denediler.
Biliyoru ki G.Saray her maç duran toptan ya da bir yan toptan mutlaka gol yiyor. Buna hepimiz alıştık. Peki duran toplardan bir tehlike yaratabiliyor mu? Sezon başında Belhanda'nın kullandığı duran toplardan bir kaç kez gole ulaşılmıştı. Ancak Selçuk takıma girdiğinden beri tüm kornerleri ve duran topları o kullanıyor. Pazar günü de ondan fazla korner kullandı. Tamamı aynı bir önceki Antalyaspor maçında olduğu gibi tehlike dahi yaratmadan rakibe gitti. Futbol tarihinde duran topları bu kadar verimsiz kullanan, karşılığında da her maçta duran toptan kalesinde bir gol gören takım başka yoktur sanıyorum. Savunmaya çare bulunamayacağını kabul ettiğim için en azından hücum performansı artırılabilir diye düşünüyorum. Umarım Fatih Hoca ve ekibi Selçuk yerine başka isimleri de denemeye başlar.
Bu karşılaşmada tekrar gördükki G.Saray'ın kadrosu çok dar. İki tane kaliteli isim kadroda olmayınca, bir de bunlara sahada yer alıp kalitelerinin altında performas gösteren iki isim daha eklenince takım tamamen sıradanlaşıyor. Bu yüzden her isimden maksimum verim almak gerekiyor, Galatasaray forması giyen oyuncuların biraz daha savaşan, mağlubiyeti kabul etmeyen bir yapıda olması gerekiyor. Futbol zekaları yüksek olan Mariano, Belhanda, Feghouli, Gomis, Fernando gibi isimlerin her maç sahada olması ve katkı vermesi gerekiyor. Yoksa G.Saray Mayıs'ı görmeden yarışa havlu atması sürpriz olmayacak. Üst üste kaybedilen Sivas ve Kasımpaşa mücadeleleri hepimize, "fikstür avantajı" söyleminin tamamen kağıt üzerinde olduğunu, maçların sahada kazanıldığı gerçeğini bir kez daha gösterdi.
Özellikle Kasımpaşa mağlubiyeti hesaplara ciddi bir darbe vurdu. G.Saray görece kolay fikstüründe ciddi hasar aldı. Şampiyonluk potasında kalabilmek için bu sürpriz puan kayıplarına bir dur demesi gerekiyor.
Paylaş