Beşiktaş da Fenerbahçe de kaybetmekten korktu ve sonuçta dağ fare doğurdu

Derbi bittikten sonra stattan ve televizyonları başından hayal kırıklığıyla ayrılan çok kişi olduğuna eminim.

Haberin Devamı

Oyun sistemleri birbirine benzeyen; rakip alanda pres yapan, defans hattını önde kuran ve kanatları efektif kullanmaya çalışan iki takımın maçıydı. 2007’den bu yana (Jean Tigana-Zico) ilk kez iki takımın da yabancı teknik adamlar idaresinde mücadele ettiği bir derbiydi aynı zamanda. Maç öncesi Fenerbahçe cephesinde herkes Perez’in yerine Serdar Aziz’in oynamasını ve Altay, Ferdi ve İrfan Can ile birlikte 11’de 4 Türk oyuncunun çıkmasını bekliyordu. Nitekim Jesus, tahminleri boşa çıkarmayıp, kadroyu sürprizsiz biçimde sahaya sürdü. İsmael ise sürpriz sayılacak bir tercih yaparak, Gedson’un yerine Dele Alli’yi ilk 11’de çıkardı.

YARIM GOLLÜK POZiSYONLAR

Özellikle Beşiktaş’ın daha önce oynadığı maçlar dikkate alınarak, derbide ilk 45 dakikanın hareketli geçmesi bekleniyordu ancak beklenen olmadı. Kısır bir mücadeleye sahne olan ilk devrede Beşiktaş’ın Talha, Fenerbahçe’nin de Valencia ile bulduğu yarım gollük pozisyonlar vardı.

Haberin Devamı

Top Fenerbahçe’de iken sarı lacivertliler savunmada 4 kişi kaldı ve bu anlarda Szalai sola kayarak Lincoln’ün sol öne gitmesine imkan sağladı. Lincoln’ün sık sık ileriye çıkması ve Valencia’nın Rosier’in kanadında görev yapması, Beşiktaş’ın bu bölgeden hücum yapmasını büyük ölçüde engelledi. Siyah beyazlılar kanatları kullanamayınca, Weghorst ve Muleka’ya atılan uzun toplarla oynadı.

OFSAYT PATLAMASI

İki takımın da defanslarını öne çıkardığı maçta Fenerbahçe savunmasının arkasına atılan toplar ofsayt bayrağının sıkça kalkmasına yol açtı. Yardımcı hakem Aleks Taşçıoğlu, sahadaki oyuncular ile birlikte ilk yarı en çok yorulanlardan biriydi. İlk yarıda Beşiktaşlılar tam 6 kez ofsayta düşerken, Fenerbahçeliler 2 kez bayrağa takıldı. Maç sonunda ise ofsayt sayıları 7’ye 4 oldu.

iLK MÜDAHALEYi JESUS YAPTI

İkinci devrede de hem oyun hem hakem yönetimi olarak ilk 45 dakikaya benzer bir maç izledik. Beşiktaş taraftarlarının 65. dakikadan itibaren ‘Ghezzal’i sahaya davet etmeleri aslında her şeyi açıkça ortaya koyuyordu siyah beyazlılar adına. Ama ilk müdahaleyi Jesus yaptı ve 70. dakikada 3 oyuncu değişikliği birden yaptı. 2 dakika sonra İsmael aynı sayıda değişiklik ile karşılık verdi. Son 10 dakikada, Beşiktaş’ın ceza sahası ortalarından kafa vuruşlarıyla ürettiği gol girişimlerine tanık olduk. Zaman zaman ‘gelgitler’ ile devam eden maç kısır pozisyonlarla tamamlandı.

Haberin Devamı

Derbinin, iki takımın oyun tarzı ve hocalarının felsefelerine ters bir şekilde golsüz sonuçlanmasının sebebi, ‘yenemiyorsan, yenilme’ isteğiydi.

MÜCADELE DERSENiZ, EH iŞTE...

Seyir zevki ve gol yoktu. Peki mücadele var mıydı? Eh... Kısmen taraftarları tatmin eden tek şey mücadele idi. Derbi bittikten sonra stattan ve televizyon başından hayal kırıklığıyla ayrılan çok kişi olduğuna eminim. Gol düellosu şeklinde geçer diye düşünülen maçta dağ fare doğurdu.

Beşiktaş da Fenerbahçe de kaybetmekten korktu ve sonuçta dağ fare doğurdu

5 SARI KARTI ATLADI, OYUNU OKUYAMADI

Volkan Bayarslan, 2011’de başlayan Süper Lig hakemliği serüveninde dün geceye kadar 72 maç yönetti (sezon başına ortalama 6). 8 Mart darbesi kendisine daha fazla şans verilmesine yol açtı. Bu derbi, kendisi için ya bunca sene bir yerlerde unutulmuş iyi bir hakem denilmesini sağlayacak ya da senelerce bu kadar az maç verenleri haklı çıkaracaktı. İlk yarı 20 faul çalınması enterasan bir istatistik. Ve bunların sadece 2 tanesi sarı karta döndü.

Haberin Devamı

İlk yarıda Weghorst-Gustavo eşleşmesini çözemedi. Bu bölümde Weghorst, Szalai, Pedro ve Saiss’e gösterilmesi gereken net sarı kartları es geçti. Sarı kart deyip geçmeyin... Sarı kartı olan futbolcunun özellikle savunmada görev yapıyorsa, yaşayacağı tedirginliğin boyutunu söylemeye gerek yok.

FAUL VE KART HATASI YAPSA DA MAJÖR HATASI YOKTU

Maçta ilginç olan, ikili mücadeleleri bu kadar oynatma arzusu içinde olan bir hakemin tam 35 faul çalmasıydı. Bayarslan, maç öncesi sarı kart göstermeme düşüncesi ile derbiye yanlış bir hazırlık yaptı. Oysa bundan önce Kasımpaşa-Galatasaray maçının 5. dakikasında gösterdiği sarı kart ile oyunun kontrolünü ele almıştı. ‘Oynatan, kesmeyen hakem’ algısı kendisini olumsuz etkilemiş. Faulleri ve kart hataları çoktu. Korner ve aut hataları cabası. Oyunu ve oyuncularu okuyamadı. İkinci yarı Dele Alli’ye net sarı kartı göstermedi. Gösterilen sarı kartlar ne kadar doğru olsada gösterilmeyenler bir o kadar hatalıydı. ama sonuç olarak bu hataları yanında şans da yanında oldu. Kendisini zorlayacak pozisyon yaşanmadı. Kayda değer tek pozisyonda, 60. dakikada top ceza sahasında Saiss’in eline çarpmasıydı. Yerden seken ve beklenmeyen top olduğu için devam kararı doğru.

Yazarın Tüm Yazıları