EuroLeague’de 12.Maç: Jedi Master vs. Padawan (Usta Jedi vs Öğrenci)

Maçın başında iki koçun birbirlerini tarttığını gördük. Fakat bir farkla, Zalgris Kaunas bizim en büyük silahımız olan geçiş hücumlarını, Toupane üzerinden harika yüzdeyle uygulamaya başladı. Zalgris, ilk çeyrek boyunca fazla topu dolaştırmadan tek perde üzerinden veya pota altından sırtı dönük oyunla çok rahat skor üretti. Takımımızın maçlara yavaş başlamasına alıştık ama hücum temposundan uzaklaşmamız birazcık sürpriz oldu. Neyse ki pota altına top indirme inadımız sayesinde rakibin uzunları faul problemine girdi. Wanamaker’ın skor 12-13’ken üst üste çaldığı 2 top takımı uyandırdı ve 13-1’lik seri yakaladık. Bu noktada Fenerbahçe Doğuş’un tam saha baskısı yüzünden topu potaya dahi atamayan Zalgris hücumları izledik. Birinci çeyrekte, rakiple aynı asisti yaptık fakat biz “0” top kaybı yaparken, Litvanya temsilcisi “5” top kaybı yaptı ve bunlardan 3 tanesini direk sayı olarak potasında gördü. Ahmet’in yokluğu uzun rotasyonumuzu kısıtlayacağı belliydi, Vesely’i dinlendirdiğimiz ikinci çeyrekte, resmen Koçların düellosunu izledik. Zalgris ne kadar kısaldıysa, biz tam tersini yaptık ve kalıplı kalarak yarı sahadan üreteceğimiz eşleşme problemlerini kovaladık. Takımımız, 7/10-3 sayı ve top kaybı yapmadan 9 asist üretmesine rağmen, hareketli kısaları ilk yarı boyunca savunamadı. Pangos-Toupane, 10/12 saha içi isabetle toplam 23 sayı bulmaları, resmen savunmadaki problemlerimizi en iyi anlatan istatistikti.

İkinci yarıya daha fazla savunmayı düşünebileceğimiz ve rakibin geçiş hücumlarını engelleyebileceğimiz 5’le başladık. Aynı ilk çeyrekte olduğu gibi kıvılcıma ihtiyaç duyduğumuz an, Vesely havayolları devreye girdi. Çek oyuncu Melli’den aldığı alley-oop pasını Darth Maul’u görmüş Obi Wan Kenobi gibi havada asılı kalarak tamamladı ve yıllarca EuroLeague jeneriklerinde göreceğimiz harika bir smaç armağan etti. Fakat bu kıvılcım bile, bir türlü ateşe dönmedi. Tüm üçüncü çeyreği, yeni Prometheus arayışıyla geçirdik. Sezon başından beri gördüğümüz pas ritminden uzaklaştığımız anlardaki oyun hakimiyeti kaybını, dakika dakika bu maçta da yaşadık. Rakibin az rotasyonla oynamasının dezavantaj mı yoksa avantaj mı olacağının cevabını son çeyrekte bulacaktık. Zalgris kısaları oyunda kaldıkça özgüven geliştirdi ve adrenalinin de yardımıyla performanslarını iyice arttırdılar. Müsabaka berabere giderken, Nunnally’nin önce köşeden 3 sayı isabeti, hemen ardından savunmada topa harika yardım getirip çalması, öne geçmemizi sağladı. Koç Obradovic, serinin 3. filmindeki, Anakin-Obi Wan düellosundaki efsaneleşmiş sahne gibi yukarı sıçradı. Maçın bitimine 2 dakika kala, 5 sayıyla avantaj bizdeydi ama Anakin’in pes etmeye hiç niyeti yoktu ve son hamlesini yapıp yanımıza zıpladı ve filmden farklı olarak öğrenci bu sefer hocasını alt etti.

EuroLeague’in 12.haftasında, son filmde göremediğimizden daha büyük bir düelloya tanıklık ettik. İki Koç, ışın kılıçlarıyla birbirlerine daldılar fakat Jedi Master Koç Obradovic’in takımı 13/25’le 3 sayı isabeti bulmasına rağmen öğrencisi Koç Saras’ın ekibinin 23/36-2’lik ve 10/17-3’lük isabetini engelleyemedi. 21 asistimize karşılık, 2 top kaybı yapmamıza rağmen 90-89’luk skorun tek bir anlamı olabilir; istatistik kağıdında maçı kaybetmediğimizi, fakat mücadeleyi kaybettiğimizi gördük. Koç Saras böyle devam ederse, Anakin’den Darth Vader’e geçiş sırasında sürpriz bir Final-Four bile yapabilir.