Paylaş
1.Dixon’ın Formu
Oyuncunun yaşı ve sezon öncesinde sakatlığı sebebiyle, formunu bulması biraz gecikti. Eskiden Dixon bizim için lav makinesiydi ve sahada kalabildiği kadar uzun kalmasına ihtiyacımız vardı. Bu sezon ise rolü biraz daha değişti. Ondan rotasyondan gelen takım için ruh olmasını ve küçük kıvılcımlar halinde bizi ateşlemesini bekliyoruz. BSL’deki maçla birlikte, oyuncunun tamamıyla hazır olduğunu gördük. Özellikle oyun sıkıştığı anlarda, sorumluluk almaktan kaçmaması özlediğimiz Dixon’ı bize hatırlattı. Sırtı dönük uzuna topu indirdikten sonra çift perdeden çıkarak bulduğu boş şutların isabet yüzdesi kritik olacaktır. Maç içinde 3 pozisyonda seti uygulayabildi ve hepsinde de isabetliydi.
2. Hücum Setleri
Hücum setlerindeki hareketliliğimiz, sürekli boş şutlar yaratmamızı sağlıyor. Fakat bu hareketlilik, geçen yılkinden birazcık farklı. Şöyle ki, Fenerbahçe Doğuş’un kısaları izolasyon için açılmak yerine zayıf taraf dediğimiz bölgeye yerleşip, hücumun en vurucu tarafını orası olarak kurguluyor. Sakarya karşısında sürekli olarak yatay paslarla ofansın merkezi değişti. Bazen Dixon, bazen de Nunnally üzerinden atışlar yaratabildik. Zalgris’i yenmenin, formüllerinden biri bu oyun tarzı. Litvanya ekibini hücumumuzla sürekli yormamız gerekiyor.
3.Tam Saha Şok Baskı
Çeyrek sonlarında zaman zaman başvurduğumuz bir oyun var. Tek gardımızı (Wanamaker, Sloukas veya Dixon) rakibin sahasında bırakıyoruz ve rakibin oyun kurucusuna göstermelik bir baskı yapıyoruz. Rakibin gardı topu sürmeye başladığı an, uzun kollu oyuncularımız (Nunnally, Guduric) ile karşı alana geçip tüm pas istasyonlarını kapatıyoruz. Vesely’i de futboldaki libero gibi yarı saha bekçisi olarak konumlandırınca, rakip kim olursa olsun top kaybı kaçınılmaz oluyor. Bu baskıyı Sakarya Büyükşehir Basket karşısında uyguladığımız anların çoğunda topu çalmayı başardık.
Sezon boyunca, Sarı-Lacivertliler için BSL müsabakaları, EuroLeague’in provasıydı ve görünen o ki hazırız. 17 sayıdan farkın 3’e gerilemesiyle, krizlerden nasıl çıkacağımızı bile test edebildik, daha ne olsun!
Paylaş