Paylaş
Gerek ortaya koyduğu oyun, gerek elde ettiği skorlar, gerekse yarışta olduğu rakiplerinin ard arda gelen puan kayıpları ve yaşadıkları iç karışıklıklar, İzmir Atatürk Stadı’nda Konya Anadolu Selçukspor karşısına çıkarken Altay’ı şampiyonluğu en iddialı adaylarından biri yapmıştı. Puan sıralamasında Gümüşhane ile birlikte 45’er puanla zirveyi paylaştığı halde, ikili averajdaki üstünlüğüne karşın genel averajda rakibinden 3 gol eksik olması sebebiyle 2. sırada yazılması, basında ve sosyal medyada birçokları tarafından “gizli lider” olarak anılmasına sebep olmuştu. Geçen hafta hem tribünde hem de sahada patlayıveren “şampiyonluğa koşan takım” havası, bu pazar da Atatürk Stadı’nda fırtınaya dönüştü ve gol sağanağı getirdi.
Aslında her maç öncesi olduğu gibi, bu maçtan önce de maçın zor olacağını düşünüyordum. 2. ligde kolay maç olmadığı gerçeği bir yana, son 12 maçta sadece 1 kez yenilmiş, bu süreçte evinde Sakarya, Bandırma ve Gümüşhane’yi yenip, dışarıda da Şanlıurfa’yı devirip Hacettepe’den 1 puan koparan bir rakibi görmezden gelmek veya önemsememek de kimsenin haddi olmasa gerek. Dahası, sezonun ilk yarısında Konya’daki maçta kendi yarısahalarına hapsetmemize rağmen bu genç ve dinamik rakibi bir türlü açadığımızı, Cüneyt Hoca ikinci yarıda savunmayı üçlemek ve çift santrafora geçmek gibi riskli ve cesaret isteyen hamleyi yap(a)madığından golsüz beraberlikle döndüğümüzü de unutmamıştım. Ancak Konya ekibi o günden bugüne büyük oranda koruduğu kadrosuyla performansını yükseltmiş olsa da, performansını ve kendine güvenini zirveye taşımış bir Altay vardı sahada.
Aslında belki tam da bu noktada irdelemeliyiz Altay’daki bu son derece olumlu değişikliğin sebeplerini, hem dersler çıkarmak, hem de sezonun kalanına dair ipuçlarını yakalamak için. Sezona başlarken özgeçmişleri sağlam, kariyerlerinde önemli başarılar olan yetenekli oyuncular ile takviye etmişti yönetim ve Cüneyt Hoca kadroyu. Kalede, savunmada ve orta sahada yapılan takviyelere kısa sürede alınan olumlu yanıt isabetli seçimleri gösterse de, özellikle hücum hattındaki transferlerden bir türlü alınamayan performans, yükün başta Uluç olmak üzere kadronun kalanının omuzlarına yüklenmesine sebep oldu. Başlarda zengin bir kadro gibi görünse de, Uluç’a ve orta sahanın cengaverlerine yüklenen ekstra sorumluluk, uzun haftalar boyu sahada ancak 8-9 oyuncuyla mücadele etme zorunluluğu getirdi. Kadrosu zayıf, oyun kurgusu yetersiz bir çok rakip karşısında bu 8-9 kişilik Altay performansı yeterli geldiyse de, bazı maçlarda önemli sıkıntıların çekildiği kimsenin gözünden kaçmadı. Lig ilerledikçe kaçınılmaz şekilde baş gösteren sakatlık ve kart cezaları da, sıkıntının büyümesini sağladı. İşte bu nedenle yönetim çok kritik bir anda teknik direktör değişikliğine gitti ve ben dahil çok kişi tarafından da eleştirildi. Bir çoğumuz teknik direktör değişikliği değil, devre arası hücum oyuncusu takviyesi yapılması gerektiğini savunduk. Yönetim ise, oyuncu kadrosuna takviye yapmak yerineeldeki kadroda görev alan bir çok isimle daha önce çalışmış ve daha geçen sezon Ankaragücü’nü 1. lige çıkarmayı başarmış İsmet Hoca’yı göreve getirme yolunu seçti. Zirvenin yarışının hafiften uzağında kalınarak girilen devre arasında malum sebeplerle transfer yapılamadığında, İsmet Hoca’yı çok zor haftaların beklediği konusunda camia hemfikirdi. İsmet Hoca geldiği andan itibaren hiç sızlanmadı basın ve taraftarlar önünde, elindeki kadrodan verim alınamayan oyuncuları elemek yerine, onları kazanma yoluna gitti. Ligin ikinci yarısında sahaya yansıyan başarılı grafik ve kollektif performans da, İsmet Hoca’nın doğru stratejiyi seçtiğinin ve doğru müdahaleleri yaptığının işaretleri olsa gerek. Artık hem oyuna hem de skora ağırlığını koyan Fatih Gül, Muharrem Ozan Cengiz, Doğan Karakuş ve Ozan Sol var sahada. Karşılığında 7 maçta alınan 5 galibiyet, 1 beraberlik karşılığı 15 puan ve atılan 15 gol.
Son 10 haftaya girilirken, 7 puan geriden gelip 2 puan öne geçen, tribünde ve sahada sezon başına kıyasla çok büyük ilerleme ve bütünleşme gösteren, yaşadığı onca zorluğu sabır, fedakarlık ve çalışkanlıkla aşan, coşkusu ve arzusu her üyesinin gözünden okunabilen bir takım Altay. Gerek puan, gerek atılan gol, gerekse averaj bakımından üstünlüğü bu hafta ele geçirmiş durumda. Sezon başlarken camia içinde herkesin gönlünden geçse de kimsenin açık açık telaffuz edemediği, hatta fısıldamaktan bile çekindiği şampiyonluk hedefi, şimdilerde herkesin dilinde dolaşır oldu. Dolayısıyla artık gizlisi saklısı kalmadı, 2. Lig Beyaz Grup 24. hafta lideri Altay eli yükseltti, şampiyonluk kovalıyor.
Paylaş