Paylaş
Bundan önceki yıllara göre pek farklı bir şey yoktu. Biletleri 350TL’ye satılan bir etkinlikte, konuşmacılar kendi projelerini, markalarını, çalışmalarını anlatmaktan daha öteye geçmeliydiler. Ahmet Gülüm’ün sunumu dışında, tamamını seyretmesem de çok ufuk açıcı bir gün olmadığı kanaatindeyim.
Benim bu noktada eleştirmek istediğim konu ise sunumlardan öte, daha o gün tuhafıma giden başka bir ayrıntıydı.
Sabah 9:30’da başlayan panel çok iyi planlanmamış olacaktı ki; Fenerbahçe Kadın Voleybol Takım Kaptanı Eda Erdem Dündar’ın konuk olduğu oturum 16 civarında başlamıştı. 15-20 dakikalık kısa oturumlar yapılıyor olsa da; Fenerbahçe takım kaptanının; Zorlu PSM’deki oturumu bitince koşa koşa otoparka inip arabasına binse bile 17’de Dereağzı Lefter Küçükandonyadis tesislerinde başlayacak takım antrenmanına hazır olması pek mümkün gözükmüyordu.
Eda gibi bir oyuncu için 1-2 antrenman kaçırmak performans açısından bir gerilemeye neden olmayabilir ama takıma verdiği mesaj bana çok hoş gelmiyor. Cuma günü lig maçı oynayacak takım, Çarşamba günü takım kaptanını antrenman yerine, marka konferansında görünce nasıl hissetti bilmem mümkün değil. Yalnız ortada şu gerçek var ki; Cuma günü Fenerbahçe; bütçe, hedef, lig sıralaması olarak kendisine rakip olamayacak, normal şartlarda set bile vermemesi gereken Nilüfer Belediyesi’ne karşı hem de sahasında 3-2 kaybetti. Bu noktada Nilüfer Belediyesi’nin haklı galibiyetini küçümsemek asla söz konusu olamaz ama Başkan Ali Koç’un akaryakıt dağıtım firması Opet dışında isim sponsoru bulamayan Fenerbahçe Kadın Voleybol takımı yetkilileri markalara ve düzenleyecilere karşı bu kadar hoşgörülü olmamalıydı, en azından oturumun saatinin takım antrenmanını etkilememesi sağlanmalıydı. Böylece benim gibilerinin kafalarında böyle bir soru işareti kalmazdı.
EURO CUP’TA DİBE VURDUK
Yılın son günleriyle beraber; Futbol Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Liginde olduğu gibi, Basketbol Euro Cup’ta da ilk tur grupları sona erdi. Darüşşafaka’nın son şampiyon olarak bu sezon Euroleague bileti aldığı kupaya gönderdiğimiz 3 takım da (Tofaş, Galatasaray, Türk Telekom) gruplarında ilk 4’e giremeyerek Avrupa’ya veda ettiler. 24 takımla oynanan kupada takım sayısı 16’ya düşerken; elenen 8 takımın 3ünün Türk takımı olması son derece can yakıcıydı. Tofaş’ın geçen hafta Bursa’da kaybettiği Limoges maçı rahat çıkması gereken bir grupta elenmesine neden oldu. Türk Telekom için son maçta ipler kendi elinde olsa bile; zorlu Belgrad deplasmanından önceki hafta, Fransız temsilcisi Asvel’in sahasında Partizan’a karşı kendini pek sıkmadan kaybetmesi, Partizan’ın son maça iddaalı çıkmasına neden olmuştu. Hem Tofaş, hem de İtalyan temsilcisi Dolomiti’yi yenmesine rağmen Türk Telekom için işler zaten geçen hafta bir hayli zorlaşmıştı. Galatasaray için ise geçen hafta kaybedilen Ulm deplasmanı zaten zor olan grubu geçme ihtimalini, matematiksel olarak sıfıra indirmişti.
Umarım takımlarımız bir daha bu kadar kötü bir Euro Cup sezonu geçirmezler. Federasyon Başkanı Hidayet Türkoğlu da panellerde gezmek yerine, şapkasını önüne koyup, bu sezon Avrupa’da İspanya’ya rakip olabilecek tek lig olan ligimizin, neden 15 takımla oynanmak zorunda kaldığını, takımlarımızın Avrupa kupalarında Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes’i ayrı tutarsak neden başarısız olduğunu düşünmeli. Basketbol Liglerini ciddi bir yatırım yaparak satın alan Tivibu da, Trabzonspor’un ligden çekilmesi nedeniyle her hafta 1 maç eksik yayınlıyor, bu da bir sezonda parasını verip yayınlayamadığı 30 maç anlamına geliyor.
TBF şimdiden gelecek sezonun planlamasını yapmalı statüyü, yatırılacak katılım ücretleri, gösterilecek teminatları belirlemeli, bundan sonraki sezonlarda bir takım lig fikstürü belli olduktan sonra, ben bütçe bulamadım hadi eyvallah diyip elini kolunu sallaya sallaya ligden çekilememeli; böyle giderse ne Avrupa’da başımız yerden kalkacak, ne liglerde oynayacak takım kalacak.
Paylaş