Paylaş
Altuğ, bu sezon ATP sıralamasında 31 basamak yükselerek 172 numaraya; Cem ise 21 basamak yükselerek 188. sıraya çıktı. Haftalarca ülkeleri dolaşıp turnuva oynuyorlar. Altuğ ve Cem dokuz yaşından beri birbirlerini tanıyor, tenis oynuyor, antrenman yapıyorlar. Çok iyi arkadaşlar.
Geçtiğimiz hafta İspanya’nın güneyinde bulunan Pozoblanco bölgesinde Challenger turnuvasına katıldılar. Kuralarının sonucunda Cem ana tablonun üst tarafında Altuğ ise alt tarafında yer aldı. 32 kişilik fikstürde 6 İspanyol raket vardı. Turnuvaya ilgi büyüktü. Bir taraftan Cem diğer taraftan Altuğ rakiplerini tek tek yenmeye başladı. Hatta Altuğ çeyrek finalde coşkulu bir izleyici kitlesi önünde turnuvadaki son İspanyol tenisçiyi mağlup etme başarısını gösterdi.
İkisi aynı otelde iki farklı odada kalmalarına rağmen genelde bir odada vakit geçirdiler. Birbirlerinin maçlarını izleyip birbirlerine destek oldular. Yarı finale çıktılar. Maçlarını kazansalar İspanya’da bir Türk finali olacaktı. Aynen de öyle oldu. Altuğ ve Cem final günü tribünleri dolduran İspanyol seyircilere üç setlik tenis ziyafeti izletti. Maçı Altuğ kazandı.
KORTTA RAKİP, KORT DIŞINDA ARKADAŞLAR
Bu iki dostun Challenger ayarında bir turnuvanın finalinde rakip olmalarının duygusal tarafını ve programlarını merak ettiğim için onları aradım. Aradığımda ikisi de trene binmiş diğer turnuvanın yolunu tutmuşlardı bile.
Cem ve Altuğ’un anlattıkları şöyle; "Değişik bir his. İkimizde maçın farklı anlarında gergindik. Sonuçta arkadaşız ancak final günü filenin diğer tarafındaki arkadaş değil rakip oluyor. Birbirimizin oyun tarzını bildiğimiz için mücadele dolu bir maç oldu. Aramızdaki bu rekabet oyun seviyemizi hep yüksek tutmamıza neden oluyor. Bunu için sürekli çalışıyoruz. Keşke bizim ayarımızda başka oyuncularımız da olsa. Şu anda ikimiz de puanlarımız ile Eylül ayında başlayacak Amerika Açık'ın elemelerine girmeyi garantiledik. Bundan sonraki hedefimiz katılacağımız turnuvalarda alacağımız ilave puanlar ile Amerika Açık ana tablosuna girebilmek. Şansımız var."
CHALLENGER TURNUVALARININ ÖNEMİ
Profesyonel kariyer hedefleyen her tenisçinin yolu Challenger serisi turnuvalarından geçiyor. Kaçarı yok. Challenger’larda dünya seviyesi tenisi, geleceğin yıldızlarını ve genç yetenekleri izleyebiliyoruz. Roger Federer de 18 yaşındayken bir Challenger turnuvasında final oynadı. Yükselmesi oradan başladı. Challenger’lara katılan tenisçilerin öncelikli hedefi ilk yüz tenisçi arasına girebilmek. Sonrada zirveye doğru yükselmek. 2018 yılında toplam 16 Challenger turnuvasında şampiyon olan tenisçiler ilk yüz tenisçi arasına girmeye başardı.
ÇARPICI ÖRNEK
Fransız solak tenisçi Ugo Humbert 2016 yılında profesyonel oldu. 2018 yılında sıralamada 250 basamak çıkarak ilk 90 arasına girdi. 2019 yılı onun patlama sezonu oldu. Ülkemizin tek ödüllü turnuvası olan TED OPEN’da şampiyon oldu. Üstüne iki Challenger daha kazandı. Önce ilk 40, ardından ilk 25 arasına girdi. Zverev, Rublev, Medvedev gibi ilk 10'da olan tenisçileri yendi. Şimdi de 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda dünya 4 numarası Tsitsipas’ı eledi. Bu da Challenger turnuvalarının önemini ortay koyan çarpıcı bir örnek.
Paylaş