Paylaş
Abraham Lincoln “Bana bir ağacı devirmek için 6 saat verin, ilk 4’ünü baltayı keskinleştirmek ile geçiririm” der. Futbol, maç önü planlarını her zaman net görebildiğiniz bir oyun değil ancak dün akşam, iki teknik adamın neye hazırlandığını net bir şekilde görmek mümkündü. Stanojevic’in Konyaspor’u, Galatasaray’ın geçiş oyunlarındaki becerisini engellemek istemiş, kendi topla çıkışlarını uzun pas ve çizgilere yöneltmişti. Okan Buruk ise Nelsson’un yokluğunda Dubois ile savunmayı sağlamlaştırırken, İcardi’nin gerisinde rakip savunmanın arkasına sarkabilecek bir üçlü ile sahadaydı: Kerem-Rashica-Barış Alper.
16 DAKiKADA 6 ŞUT ATTILAR
İlk 15 dakika sahada planı daha fazla işleyen taraf yeşil beyazlılardı. Pek üretmeyi başaramasalar da Galatasaray’ın etkili olmasını engellediler. Sonraki 17 dakikada ise sarı kırmızı senfoni, kreşendo ilerledi. İlk şutlarını 16. dakikada Sergio Oliveria’nın duran topunda İcardi’nin kafasıyla buldular. Sonraki 16 dakikada rakip kaleye 6 şut daha gönderdiler, biri gol oldu. İlginçtir, Galatasaray golü geçiş oyunundan bulmuş gibi gözükse da aslında pozisyon Muslera’nın kale vuruşu kullanımı ile başladı. Okan Buruk’un öğrencileri 20 saniyede rakip kaleye giderken Milli Takım aday kadrosuna seçilen Abdülkerim Bardakcı’nın ayağının dışıyla verdiği pas en az bir asist kadar değerliydi.
SONER FIRSATI DEĞERLENDiRDi
Stanojevic, ikinci yarıya Diouf ile başlayıp rakip stoperleri rahatsız etmek istedi. Nitekim gol, böyle bir pozisyonda geldi. Dubois ile Abdülkerim’in arasındaki mesafenin uzadığı, aralarına giren ya da rakip koşusunu takip eden -Torreira’nın sıklıkla yaptığı gibi- bir merkez oyuncusu olmadığı anda fırsatı değerlendiren Soner, skora beraberliği getirdi.
BU TARZ MAÇLAR ARTMALI
Son yarım saat, Buruk’un galibiyet serisinin devamı için tüm riskleri aldığı, Konyaspor’un topun arkasında kalıp kontra kovaladığı bir bölüm oldu. Sarı kırmızılılar son dakikalarda savunma disiplininden kopunca, doğru noktaya hareketlenen Oğulcan şansının da yardımıyla yeşil beyazlı ekibe galibiyeti getirdi. Hem maç önü hem maç içi teknik adamların hamleleriyle adeta bir satranç maçı izledik. Bu tarz 90 dakikaların artması dileğiyle
Paylaş