Paylaş
Okan Buruk maç öncesi açıklamalarında biraz bu konuya dem vururken, bir yandan da oyuncularının etkilenmemesi için kafasını bu noktadan almaya çalışıyordu. Fakat söylediği “Bir hastalık varmış galiba” cümlesini konuşmadan ayıklamak mümkündü. Madem hastalık var, madem oyun kalitesini bu kadar etkiliyor, maç sezon başında Konya’da gördüğümüz gibi başka bir sahaya alınabilirdi. Böyle bir görüntü ligimize hiç ama hiç yakışmıyor.
SAHANIN ZEMİNİ ÇOK SORUN YARATTI
İlk 45 dakikada sahanın sıkıntısını fazlasıyla yaşadı Galatasaray. Defalarca zemine takılan toplar, basit pas hataları ile hücumlar erken kesildi. Rıza Çalımbay biraz zorunluluktan üçlü savunmadan tekrar dörtlüye geçmişti. Kâğıt üzerinde sarı kırmızılılar için ana hücum ekseni Robin Yalçın-Kerem tarafıydı. Geçiş oyunlarında bu eşleşmeyi sıklıkla denediler ama bazen Kerem’in merkeze gelip Mertens’i kenara atması, Rashica’nın içe gelip Boey’e alan yaratması bize Okan Buruk’un hücum prensipleri ile ilgili birkaç işaret verdi. Nitekim gol de Rashica’nın doğru baskısı, sonrasında çabuk paslaşmalar, Boey’in akıllı pası ve ceza sahasında önünde bekleyen üç Galatasaraylıdan Mertens’in düzgün son vuruşu ile geldi.
İPTAL GEREKÇESİNİ KİMSE ANLAYAMADI
İyi bir ilk yarının ardından ikinci yarı sarı kırmızılılar hem fiziksel olarak düştü hem de 50. dakikadaki pozisyon sanırım oyunun temposunu fazlasıyla etkiledi. 49:21 golün zamanı, 51:38 Erkan Özdamar’ın VAR’a gidişi, 54:10 karar. Tam 5 dakika. İşin kötüsü, kararın niye verildiğini ekranları başındaki kimse anlayamadı. Ofsayt mıydı yoksa tehlikeli hareket nedeniyle endirekt vuruş mu? 20 dakika sonra yayıncı kuruluş spikerinden ofsayt bilgisi aldık. Ana amacı şeffaflık olan VAR, belki de açıdan dolayı hiç şeffaf anlatamadı pozisyonu.
BARIŞ 'BEN BURADAYIM' DİYE BAĞIRIYOR
Bu pozisyonun devamındaki maçı konuşmak gerçekten kolay değil ama birbirinin kopyası iki gol gördüğümüzü söyleyebiliriz. Saba-Erdoğan Yeşilyurt iş birliği Sivasspor’a beraberliği getirdi, Abdülkerim-Barış Alper Yılmaz ise uzatmalarda Galatasaray’a galibiyeti. Barış Alper bağıra bağıra “Ben buradayım!” diyor, Okan Buruk da ona dakika veriyor. Bu dakikalar sanırım çok yakında artacak.
Paylaş