Paylaş
Örneğin; ligde şampiyonluğa oynayan bir takımın, sezonun son bölümüne girilirken 61-75. dakikalar arasında 12 gol ile kalesinde en çok gol gören ekip olması, gerçekten izahı olan bir durum değil. Giresun deplasmanında ligin en az gol atan rakibi karşısında skor üstünlüğünü aldıktan sonra maçın bittiğini düşünen sarı lacivertli taraftara, Szalai-Bajic ikilisinin 68. dakikada bir sürprizi vardı.
JESUS iSTiKRARLI BAŞLAMIŞTI
Jesus döneminin ilk yarısı, istikrar ile betimlendi. Fenerbahçe’nin saha içerisinde güçlü ve zayıf yanları çok netti. Standart sapmaları da bir o kadar nadir. Kendi oyununu kabul ettirdiği maçlarda skor ve sonuç alıyor, kabul ettiremediğinde zorlanıyordu.
Kasım ayında, Dünya Kupası arası öncesindeki Giresunspor mağlubiyeti, Fenerbahçe’yi dönüşünde bambaşka bir takıma evriltti. Set oyununu daha iyi yapayım derken, bildiği ezber oyunundan ödün verdi Fenerbahçe ve daha kırılgan bir takıma dönüştü.
ŞAMPiYONLUĞA MAL OLACAK GiBi
Beşiktaş, İstanbulspor ve Giresunspor mücadeleleri, saha içerisinde bölünmüş maçlardan oluşuyor ve bu istikrarsızlık, şampiyonluğa mal olacak gibi gözüküyor. Karadeniz deplasmanında pek fazla üretemediği bir ilk yarı oynayan sarı lacıvertliler, son 5 dakikada rakibin baskısıyla soyunma odasına gitti.
SZALAi’DEN ÜST ÜSTE iKi HATA
İkinci yarıda Jorge Jesus’un merkeze hamleleri ne kadar doğruysa, Valencia’yı kenara alması bir o kadar yanlıştı. Sezon içerisinde bu yanlışın iyi sonuç vermediğini defalarca gördük. Keza dakikalar sonra Szalai’nin üst üste iki büyük hatasında Bajic’in müthiş son vuruşu, Giresunspor’a bir puanı getirdi.
BÜYÜK TAKIMLAR UKALA OLUR
Fenerbahçe, bir kez daha taraftarına “Acaba mı?” dedirttikten sonra o eşiği geçecek hamleyi yapamadı. Pep Guardiola bir belgeselde “Büyük takımlar ukala olur” demişti ki sonrasında sırasıyla Jack Grealish ve Erling Haaland’ı takıma kattı.
Sanırım sarı lacivertliler zaman zaman bu “ukala” takım karakterini saha içerisinde fazlasıyla arıyor. Birçok maçta son dakikalarda geri dönmüş olmasına rağmen...
Paylaş