Paylaş
İstatistik kâğıdına bakınca bu kadar baskın bir oyun varken, maçın sonucunu direklerden bağımsız konuşmak doğru olmaz. Galatasaray baskınlığıyla, ürettikleriyle, rakip ceza sahasında topla buluşmalarıyla aynı maçı defalarca oynasa muhtemelen rahat kazanacakken üç puana ancak son dakikada Barış Alper’in müthiş volesiyle uzanabildi. Yine de hem Gaziantepspor’un doğru yaptığı işleri hem de sarı kırmızılıların kendi standardının altında kaldığı alanları irdelemek lazım. Öncelikle, sanırım Okan Buruk takımına karşı oynanabilecek en doğru oyun 5-4-1 sistemi. Birbirine yakın iki blok, özelikle stoper bek aralarını kapatıp bu alanın önündeki bölgeleri de iyi savunma kapasitesine sahip.
ZORLU BiR SiSTEMDi
Evet, sistem belki Galatasaray’ı zorlayacak nitelikteydi ancak N’Kolou’nun yokluğunda Dijolobdji soldan merkeze, Ertuğrul ise sağ stoperden sol stopere geçmişti. Aslında bu hattı dağıtmak için daha becerikli olabilirdi sarı kırmızılılar.
SORUN ÇÖZÜCÜ ZAHA
Okan Buruk önce Zaha, sonra Halil’i saha içine atarak rakibin kalabalık hattını kırmaya çalıştı. Beraberlik golünde Halil’in pası kadar, Zaha’nın dar alanda sorun çözücülüğünün payı vardı.
Bir diğer önemli eksiklik ile Abdülkerim. Onu sadece stoper olarak düşünmemek lazım. Soluyla oyun kurma becerisi, çapraz toplarla oyunu açması ve duran top tehdidi ile hücumda birçok sorunu çözebilen bir isim. Berkan-Kaan ikilisi üzerinden de tabii konuşulabilir ancak bu, kolaya kaçmak olur.
Tam Galatasaray ne yapsa olmayacak hissi hakimken, Barış Alper’in inanılmaz golü geldi. Bu çocuğun özgüvenine hayran olmamak imkânsız. Bir serseri topta, sahadaki kimse beklemezken ters ayağıyla o vuruşu çıkarabilmenin başka açıklaması yok. Sarı kırmızılılar, sendeliyor, sendeliyor ama düşmeyip tekrar ayağa kalkmayı biliyor.
Paylaş