Paylaş
Futbolumuzun kendisiyle arasına mesafe koyduğu şeylerin başında sanırım ağırbaşlılık geliyor. Kazanırken de kaybederken de ağırbaşlı olamıyoruz. Sevinirken de olamıyoruz üzülürken de. Maçtan önce de sonra da.
Oysa kazanmanın da kaybetmenin de adabı vardır. Kaybedince üzülmeyi yerlerde sürünmekten ayıran, kazanınca sevinmeyi berbat bir şımarıklıktan ayıran bir alan vardır. O alanı çoktan kaybetmişiz biz.
Diyelim ki o alandan vazgeçtik. Vakardan, efendilikten, centilmenlikten filan da vazgeçtik. Kibre, şımarıklığa, tadı kaçan şakalara da tamam dedik. İçimize sindiremesek de dedik diyelim hadi. Demiş gibi yaptık, görmezden geldik, oralı olmamaya çabaladık. Ama asla tamam diyemeyeceğimiz, yok sayamayacağımız, ses çıkarmaktan geri duramayacağımız bir şey var.
Zafer sevincini cinsiyetçi bir söylem üzerinden yaşayanlara ses etmemeye olanak yok. Benim için yok. Buna bir ömür itiraz edeceğim.
Tribünde karşı takımın formasını şişme kadınlara giydirip yakmalara, sevilmeyen futbolcuya makyaj yapmalara, elbise giydirmelere, peruk takmalara, kadını aşağılamalara, galibiyet sevincini iğrenç bir cinsiyetçi, ayrımcı, şiddet içeren tonla kutlayanlara itiraz edeceğim.
Hele hele utanmadan sıkılmadan yapılan tecavüz benzetmelerine. Bir maç kazanmanın böyle bir ima ile kutlanmasına. Tecavüz denen insanlık suçunun bu şekilde normalleştirilmesine itiraz edeceğim. Bıkmadan usanmadan.
En akıllı başlı insanların, söz konusu futbol olduğunda nasıl akıldışı şeyler yaptığını, neler söylediğini, nasıl kendisinden beklenmedik davranışlar gösterdiğini biliyoruz. Babam Fenerbahçe’nin Bordo zaferinden sonra radyoyu omzuna alıp tur atmıştı evde. Dünyanın en mantıksız, en olmadık, en ipe sapa gelmez hareketlerini takımının kazanması için totem diye yapan var. Ofsayt kere ofsayt olan pozisyona bakıp bakıp “Nerde ofsayt? Nerde be, nerde?” diye ağlayan biliyoruz.
Bunlar olur. Bunlar başka. Kazanılacak, kaybedilecek, sevinilecek, üzülünecek, iddialara girilecek, tatlı tatlı itişilecek, bazen biraz uzatılacak, karşı taraf kızacak, küsecek. Bu işlerde sıra elbet karşı tarafa da gelecek. Bunlar futbol sevmenin, bunlar takım tutmanın, bunlar kazanmak istemenin tatlı yanları.
Ama kim olursa olsun, hangi kulübün nesi, hangi takımın taraftarı olursa olsun galibiyetin cinsiyetçi ve ayrımcı bir biçimde, hele hele tecavüz iması ile kutlanması kabul edilemez. Herkesin, her ortamda, bıkmadan usanmadan itiraz etmesi gerek buna. Vakardan şundan bundan geçtik diyelim ama bundan vazgeçilemez.
Bu korkunç şakalar, imalar, pankartlar, paylaşımlar; kadına şiddete, ayrımcılığa, tecavüz gibi bir büyük insanlık suçuna hizmettir. Ortak olmaktır.
Yapmayın bunu. Yaptırmayın. Kimseye.
Paylaş