Sivas’ta yanan bisiklet

Her sene olduğu gibi bir kez daha, Sivas’ta yitirdiklerimizin unutulmaz anılarına.

Haberin Devamı

Bisiklet özgürlüktür derler.

 

Doğru tabii. Ama sanki en çok çocukluktur bisiklet. Kaç yaşında öğrenilirse öğrenilsin, bisiklete binmenin çocuk olmakla bir ilgisi, çocukça bir telaşla yakınlığı vardır. O çocuk ruhtan uzaklaştıkça her şey kirleniyor zaten. Bisiklet sporunda işte, tekerlekler görünmüyor doping çamurundan.

 

Bisiklete binmeyi öğrenmek mühim bi eşikti çocuklukta. Bisiklete binmeyi öğrendik mi tamamdı. Kendimizi kurtarmış sayılırdık. Bi tür erginleştirme töreni gibiydi zaten öğrenme süreci. Öğrenene kadar başımıza türlü çeşitli iş gelirdi.

 

Özellikle dirsekler ve dizler, “Mersol” müydü neydi adı, işte ona bandırılmış pamukla yakın arkadaş olurdu. O pamuğu, yaranın üstünde az tutsan kan durmaz. Çok tutsan pıhtılaşan yaraya yapışır. Çekersin yine kanar. Hiç tutmasan annen bir daha sokağa çıkarmaz. Salmaz da denebilir. Sokağa salmaz.

 

Haberin Devamı

Hele bi de, bisiklete binmeyi öğreten kişinin şakacı bir mizacı varsa, ecza dolabına filan hiç koyma, cebinde taşı zaten o tentürdiyotlu pamuğu. 

 

BİSİKLETE BİNMEYİ ÖĞRENDİ Mİ  ÇOCUK TAMAMDIR

 

Bisiklette fren en mühim konudur. Bisikletin kontra pedalsa fren esnasında havadan geçilmez. Ama bedelsiz değil. Vücudunda kalıcı yara izi taşıyanlara sorun, size muhakkak kontra pedal bisiklette yaşadıkları bi fren anısı anlatırlar.

 

Fakat kontra pedal bisiklet şahanedir de aynı zamanda. Artistlik için birebirdir. Kontrayı basıp, bisikletin arkasını kaydırarak bütün mahallenin tozunu attırabilirsin.

 

Senin değil de arkadaşınınsa kontra pedal bisiklet, o çok fenadır işte. Yokuş aşağı hızla giderken geriye pedal çevirmeye alışkın bünyeleri “tepe taklak” tanımıyla tanıştırır. Emanet kontra pedal bisikletle; dereye uçan, apartmanın önündeki kömür yığınına çakılan, çimento tepesine dalan çok olmuştur.

 

Haberin Devamı

Bisiklete binmeyi öğrenmek mühimdir çocukluk için. Bisiklete binmeyi öğrendi mi çocuk tamamdır. Kendini kurtarmış sayılır.

 

MADIMAK’TA AÇTIKLARI YARA

 

Koray Kaya için de öyle olmadı ama. On iki yaşındaydı o yaz. Bir sene önce alınmıştı bisikleti. Öğrenmek için çok çabalıyordu. Sık sık Hacettepe’ye gidip bisiklet çalıştığını anlatırlar.

 

Yangın çıktığında, Koray’ı, daha güvenli olduğunu düşündükleri bir odaya götürmüşlerdi. Ama ablasında kalmıştı aklı, çıkmıştı odadan. Abla dediğim on beş yaşında. Menekşe. İki kardeşin bedenini birbirlerine sarılmış halde buldular Madımak enkazında.

 

Madımak’ta açtıkları yaraya yıllardır pamuk bastırıyoruz. Kan durmuyor. Pıhtılaşmış yaramıza yapışıyor. Çekiyoruz yine kanıyor. Koray’ın annesi, çok istese de Koray’a sokağa çıkması için izin veremiyor.

 

Haberin Devamı

Zaten tentürdiyotlu pamuğu hiç kaldıramıyoruz ecza dolabına. Hep cebimizde, ölen çocuklarla kanayan yaralarımız için hazırda bulunduruyoruz.

 

Bisiklet özgürlüktür derler. Doğru tabii. Ama sanki en çok çocukluktur bisiklet. Sivas’ta yanan bisiklet.

 

           

 

 

Yazarın Tüm Yazıları