Paylaş
Yoksa da hiç zorlanmam kurarım. Ne gerekirse devreye sokarım. Hiç bi şey bulamazsam oğlanla evin salonunda minyatür kale maç yaparım.
Fakat pazar günlerinin futbolla olan ilişkisini kabul etmek için şahit filan gerekmez. Öyledir. Her günden daha çok futbol günüdür pazar. Yılın derbisi cumartesi de oynansa, şampiyonluk cumadan da belli olsa, kupa pazartesi de kaldırılsa fark etmez. Bunların hiçbiri pazarın futboldaki tahtını zorlayamaz.
Pazar aslında biliyosunuz pazartesidir. Pazartesi yaşanacak tüm sıkıntıları devralmıştır. Pazartesinin kendisi bu kadar sıkıntılı değildir. Pazar şüyuu vukuundan beter günüdür.
O yüzden sıkıntının diğer adıdır.
Birikmiş işler günüdür. Ütü günüdür. Banyo günüdür. Ödev yetiştirme günüdür. Şofben tamir günüdür. Marketten eve poşetlerle yuvarlanma günüdür. Dershane günüdür kurs günüdür okula çeyrek var günüdür. Ne çabuk geçti zaman günüdür. Geçmedi bi türlü zaman günüdür. O kadar hevesle yapılan planın programın o kadar da iyi gitmeme günüdür. Haftanın en uzun haftanın en kısa günüdür.
“İyi Cumartesiler” diye bi temenni yoktur mesela. Cumartesinin buna ihtiyacı yoktur. Cumartesi zaten iyidir. Çok iyidir. İyi olmak üzere ayarlanmış bir gündür. Pazarın iyi olmaya, oldurulmaya, bunun için zorlanmaya ihtiyacı vardır. Öyle tuhaf bir gün. Tatil desen değil, demesen yalan.
Pazar gününden iki kaçış noktası vardır. Biri misafir, diğeri futbol.
Pazar günü eve misafir gelmişse çocuklar için mesela sendrom filan kalmaz ortada. Ödev kontrolü tavsar, çanta hazırlığı ertesi sabaha bırakılır, belki banyodan bile yırtılır. Misafir gitmesin diye kapı kilitleyip anahtar saklama hadiseleri, bu ve benzeri sebeplerle en çok pazar akşamları yaşanmıştır.
Diğer kaçış noktası futboldur. Hele hele benimki gibi radyodan, televizyondan ve tribünden aracısız sorgusuz sualsiz maç takip edebilmiş bi kuşak için. Ceza sahası yan çizgisiyle taç çizgisi arasında bi yerleri hayal etmeye çalışan bir kuşak için. Ödevler bittiğinde maç seyretme vaadine kanmış bir kuşak için.
Futbol, pazar gününün en güzel yanıdır.
Futbol, pazar gününün pazar günlüğüne vedasıdır.
Futbol, pazartesinin gelişini erteleme çabasıdır.
Yapılması gereken bütün berbat işler bi şekilde bittiğinde sizi futbol karşılar. Sanki pazartesi için değil de rahat rahat maç izleyebilmek için yapılmıştır bütün o sıkıcı işler.
Maça doyulmazsa sonsuza kadar futbol konuşulan programlar vardır onlar izlenir. Böyle böyle pazartesinin gelmesi ötelenir.
Bundan böyle pazar günleri de sporla/ futbolla ilgili yazılar yazacağım. Pazar yazıları. Futbolun ve sporun bizi gülümsettiği, mutlu ettiği, rahat huzur verdiği anları, hikâyeleri, isimleri anlatmaya çalışan yazılar.
O zaman hadi iyi pazarlar.
Paylaş