Paylaş
O çok bayıldığımız, herkesi davet ettiğimiz, anlam üstüne anlam yüklediğimiz profesyonellik önünde sonunda bu demektir. Sözcüğün “ustalaşmış”, “uzmanlaşmış” anlamı da para ile kurduğu ilişkiden gelir. Para kazanmak için ustalaşmış. Ustalaştıkça para kazanmış.
Amatör sözcüğü ise kökünü Latincede “sevmek” anlamına gelen “amare” sözcüğünden alır. “Amator”, “seven” demektir. Hâsılı “Bir işi para kazanmak için değil, yalnız zevki için yapan, hevesli, meraklı” demek olan sözcüğün orta yerinde sevgi oturur. Heves oturur. Sözcüğün ikinci karşılığı olan “acemi” anlamı da buralardan gelir. Para kazanamayacak kadar acemi olabilir amatör. Varsın olsun bence.
Dün akşam Lens’i izledik, izledikçe içimiz ezildi. Üzüntüsü hafiflesin, aklı dağılsın, oyalansın diye arkadaşlarıyla oynamaya gönderilmiş çocuk gibiydi. Hemen “profesyonellik” dediler. Lens’in profesyonelliğine güzellemeler yaptılar. Ama Lens maçtan sonra çıktı “Aklımı tekrar toplayabilmem için futbol oynamam lazımdı. Bu yüzden bu maçta oynamak istedim” dedi.
Babasının kaybına rağmen Lens’i o maça çıkaran şey, bazılarının söylediği gibi profesyonellik değil tam tersine amatörlüktü. Acısı hafiflesin diye sokağa çıkıp topa vurmak istedi. En çok o koştu, o çabaladı, o istedi. Bu hevesi başka türlü açıklamaya imkân yok.
Sonra Mehmet Topal’ın golünü izledik, izledikçe içimiz ezildi. Kimse ona elle kontrol ederek attığı o golü yakıştıramadı. “Topal yapmaz” dedik. “Keşke hakeme gidip söyleyeydi” dedik. “Olmadı böyle” dedik.
Belli ki o da yakıştıramamıştı kendine, yemin billâh etti. “Top açık olan elime çarptı. Maç içinde bunu hissedebilseydim, ailem üzerine yemin ederim ki; gidip hakeme söylerdim. Topu kesinlikle elimle kontrol etmedim. Top elime çarptı, maçın adrenaliyle de bunun bir el olarak karar verilebileceğinin farkına varamadığım için hakeme söylemedim” dedi. Haklıdır, doğru söylüyordur, bi şey demiyorum. Ben orasında değilim.
Ben Mehmet Topal’a, hakeme koşup “Elime çarptı hocam top” dedirtmeyen şeyin profesyonellik olduğunu düşünüyorum. Amatörlüğüne aldığı darbe yüzünden bu kadar üzgün zaten. Çünkü o da bizim gibi kendisindeki o ruhu seviyordu. Amatör ruhu.
Keşke Lens’in acısıyla yoğurduğu amatörlüğün üstüne profesyonelliğin gölgesi düşmeseydi. Keşke o gole Topal da, Fenerbahçeliler de, sokakta Mehmet’le top oynamaya çıkan Jeremain de gönül ferahlığıyla sevinebilseydi. Keşke.
Ama yine de umut var baksanıza. Bu kadar canımız sıkıldıysa, bu kadar yakıştıramadıysak, bu kadar çok “keşke” diyorsak, endüstriyel futbol profesyonelliğinin amatör ruh hevesini çiğneyip tükürmesine razı değiliz demektir.
Paylaş