Paylaş
İnsanın bi kötü haber kapasitesi vardır. Acının, sıkıntının, yasın bi sınırı, bi çizgisi, bi süresi vardır. Bizde ne vakittir yok. Bitmeyen bi matem. Olacak iş değil.
Baş etme yöntemi olarak, bu aralar, hep güzel şeylere bakmaya çabalıyorum ben. Marlon Brando fotoğraflarına bakıyorum mesela. Ondan daha güzel bi şey pek bilmiyorum zaten. Yavru kaplan ve yavru beyaz aslan fotoğraflarına bakıyorum. O beyaz aslan ne biçim şey. Ne biçim hayvan. Ne biçim güzel. Bi de şakayık fotoğraflarına bakıyorum uzun uzun.“Şakayık” deriz biz Ankara’da. İstanbul’da “Erengül” diyolar. Nefis çiçek. Gül kadar iddialı ama ondan samimi.
Güzel şeyler düşünmeye çabalıyorum, güzel insanların güzel hikâyelerini hatırlamaya çalışıyorum. Nubar Terziyan’ın gülümsemesini gözümün önüne getiriyorum. Kazım’ın sesini kulağımda tutuyorum. Ahmet Erhan okuyorum. Gugıla “Güzel goller” yazıp bulduklarımı arka arkaya izliyorum. Messi’ye bakıyorum, Maradona’ya bakıyorum. İçim açılıyor.
Futbolumuz da yorgun bizim gibi. Pek iyi bi şey olduğu yok. Bi Beşiktaş iyi. Ona bakalım diyoruz, bu sefer de ya şansımızın üstüne kar yağıyor, ya talihimizin çapraz bağları kopuyor. Sonrası ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu.
İHTİYACIMIZ OLAN GÜZELLİKTE BİR HOCA: MÜFİT ARIN
Hentbola bakıyorum ben bu aralar. Orada ihtiyacımız olan güzellikte bi şey var. Müfit Arın. Beşiktaş Hentbol takımının antrenörü.
Müfit Arın, hentbolun içinden geliyor. Taçspor, Arçelik, Çukobirlik, YKM, Tekel, Çanakkale Seramik takımlarında hentbol oynamış. Antrenörlük hikâyesi Arçelik’te başlamış. Yıldız ve genç milli takımlarını da çalıştırmış. Beşiktaş Hentbol Takımı'nın başına bir ve pir gelişi 2004 yılına rastlıyor. O günden beri Beşiktaş, 5 Süper Lig, 5 Türkiye Kupası, 4 GSGM ve 1 de Süper Kupa kazandı. Bi de Challange Kupası’nda Avrupa Üçüncülüğü var. Çok büyük başarı.
Ama Müfit Hoca’nın güzelliği, başarısından gelmiyor. Hatta belki tam tersi. Başarısı güzelliğinden geliyo olabilir. Hakkında tek bir olumsuz sözcük duymadım. Duyan olduğunu da sanmıyorum. Önce zarafetinden söz açıyolar. Kibarlığından. Beyefendiliğinden. Spor ahlakından. Sporcusuna yaklaşımından.
“Lütfen alın şu maçı, lütfen” diye taktik verdiğini duyan var. Oyuncu motive etmek için küfür etmenin, bağırıp çağırmanın, hatta tokat atmanın filan olağan karşılandığı bi yerde “Lütfen”le maç kazanabilen bi hoca.
Teşekkür etmeyi biliyor. Sevmeyi biliyor. Emek vermeyi biliyor. O yüzden taraftarın sevgilisi. Kıymetlisi. Hep olumlu. Hep iyiden söz ediyor. Hep ekip arkadaşlarını; İlker Şentürk ve Mesut Hoca’yı, başarıdaki paylarını öne çıkarıyor. Taraftarın emeğini asla es geçmiyor.
“DİĞER BRANŞ” DEMEK “OLANAKSIZLIK” DEMEKTİR
Kim bilir ne sıkıntıları var hentbolun, ne zorlukları, ne yoklukları. Futbol değil bu. Öyle sınırsız imkân filan sunmazlar adama.
Zaten Türkiye’de futbol dışındaki sporlar “diğer branşlar” başlığı altında anılır ve “diğer branş” demek “olanaksızlık” demektir. Müfit Hoca, belli ki bütün bunları hep güzel şeyler düşünerek çözüyor.
Müfit Arın, Beşiktaş için de Türkiye sporu için de çok kıymetli. Var olsun. Başarısı daim olsun. Yoruldukça ona bakalım, güzel şeyler düşünelim. “Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman” mesela.
Paylaş