Paylaş
Hayır efendim askıya maskıya alamazsınız.
Donduramazsınız.
Bırakamazsınız.
Öyle yöneticiler, yönetimler bilmem ne yüzünden filan takım bırakılsaydı tutacak takım kalmazdı memlekette.
Unutmayınız takımlar taraftarlarındır. Yönetimlerin, yöneticilerin, iktidarların değil.
Fenerbahçe Ali İsmail Korkmaz’ın takımıdır. Trabzonspor Kazım Koyuncu’nun. Galatasaray Metin Oktay’ın takımıdır, Metin Kurt’un takımıdır, İbrahim Aras’ın takımıdır. Beşiktaş halkın takımıdır. O kadar basit.
Kaldı ki Galatasaray Spor Kulübü’nün kuruluş hikâyesi, bir aşktan vazgeçemeyişin hikâyesi gibidir. Olmaz denileni oldurmanın hikâyesidir. Yasaklara başkaldırmanın hikâyesidir.
Bırakınız on bir kişinin, iki kişinin yan yana gelmesinin mesele olduğu zamanlarda tanışır Mekteb-i Sultani futbolla. Okulun “Grand Cour” adlı avlusunda topu en yükseğe dikmenin başarı sayıldığı oyunlar oynanmaya başlar.
Oyunu kuralına göre oynama aşkı 1905’in Ekim ayında artık dayanılmaz bir hal alır. Ali Sami Yen ve arkadaşları bir edebiyat dersinde aralarında fısıltıyla konuşarak kulübü kurarlar. Hafiye ve zaptiyelerin baskısına rağmen bir takım kurup futbol oynamaya cesaret ederler.
Kulübün adı için Gloria (Zafer) ya da Audace (Cesaret) gibi öneriler gelir ama işin içinden çıkamazlar. Hatta takım ilk maçına isimsiz çıkar. Seyircilerin kendilerinden “Galata Sarayı Efendileri” diye söz edildiğini duyduklarında kulübün adını da bulmuş olurlar.
Forma için çok beğendikleri “koyuca tatlı kırmızı” ve “tok sarı” kumaşları alabilmek için bile savaşırlar. Metresi 32 kuruştan kumaş almak meseledir o vakitler. Çok zorlanırlar ama ne yapar eder alırlar. Takımın ilk parçalı formasını Ali Sami Yen’in kız kardeşi Samiye Erer diker.
Galatasaray, her tür baskıya rağmen aşktan vazgeçmeyişin, olmaz denileni oldurmanın, emekle yürünen bir yolun takımıdır.
Galatasaray’ın sarayı kendisidir.
Galatasaray’ın sarayı zafer ve cesarettir.
O yüzden askıya filan alamazsınız, donduramazsınız, bırakamazsınız. Galatasaray sizindir. Herkes gelir geçer; Ali Sami Yen kalır, Gündüz Kılıç kalır, Metin Oktay kalır, Metin Kurt kalır.
Herkes gider Galata Sarayı Efendileri kalır.
Paylaş