Paylaş
Akademinin en büyük sıkıntısı bence bu. İşin doğası gereği, hocalığa genç yaşta başlıyosun. Asistan dediğin genç oluyor. Fakat sıkıntı şu, hep asistanken olduğun yaştasın, genç hocasın, öğrencilerinle arandaki yaş sabit kalıyor sanıyosun. Öyle olmuyor işte.
Şöyle oluyor. Geçenlerde bi öğrencimin annesi reçel yapmış yollamış, “Ayyy çok teşekkür ederim, ellerine sağlık anneciğinin, öperim ellerinden” dedim. İlkokul öğretmeni değilsin ki velilerle aynı yaşlarda olasın, öğrencinin annesi teyzedir sanıyosun. “Hocam annem yetmiş dörtlü yalnız” diyo sana.
Bu gençlere “Kaç doğumlusunuz?” diye soruyosun. “95 hocam” diyolar. “95 nedir ya diyorum” içimden. “95 nedir?” “1995’te doğulur mu? 1995’te âşık olunur.”
YEŞİL SAHALARDAKİ SON AKRAN: BUFFON
En son “Egecan” isminde bi tez öğrencim olduğunda meseleyi kabullenmek zorunda kaldım. Uzun süre kızdım gerçi, böyle genç bi isme sahip olduğu için Egecan’a çok kızdım. “Ben bu isimde mezun edecek tez öğrencisi sahibi değil, bu isimde yeni doğmuş yeğen sahibi olacak yaştayım” diye dolandım ortalarda bi müddet. Sonra anladım. Anlamak zorunda kaldım. Anladım ki öğrencilerle aramızdaki makas giderek açılıyo ve benim böğrüme saplanıyor.
Ama yine de etrafta hep gençlerin olduğu bi işte çalışıyor olmak şahane. Gençler çok şahane. Hocalık en büyük öğrencilik bence. Öğrencilik de bi tür hocalık. Ben öğrencilerden hep çok şey öğrendim. Tek sıkıntı yaşımı hatırlatıyo olmaları.
Futbolda da öyle. Yeşil sahalarda tek akranım, yeşil sahalardaki son akranım Buffon. Akranınım tabii ne var. Bi iki yaş fark için benim canımı sıkmayın şurda. Onu görünce hâlâ gencim sanıyorum. Çok seviniyorum. Sonsuza kadar o kalede durur inşalla.
MOR SÜMBÜLLÜ BAĞ
Bize yaşıyla yaşımızı değil gençliğimizi hatırlatan biri çıktı karşımıza bu yaz: Emre Mor.
Şöyle şahane bi gülüş kaldı bize bu turnuvadan. Emre Mor’un gülüşünde memleketin hasret olduğu her şey var: Gülen bi genç, tevazu, olduğu yerden mutlu olmak.
Artık bizim mor sümbüllü bağımız var. Emre zemheri ayında gül istesin bizden. Arayalım bulalım. Öyle sevdik.
Endüstriyel futbolun çamuru kramponuna az bulaşsın. Çok çalışsın. Çalımların şahını kibre atsın. Pis hesaplar şunlar bunlar ondan hep uzak olsun. Yüzü hep böyle gülsün. Keyif alsın keyif versin.
Yolu çok açık olsun. Ayağına taş değmesin. Bazı abilerine hiç benzemesin.
97 doğumluymuş.
97’de doğulur mu?
97’de Buffon’un kaleye ilk kez geçtiği İtalya maçı izlenir.
Paylaş