Paylaş
Can Bartu’nun ardından yazılacak her şey yazıldı, tam yazılamaz. Anlatılacak her şey anlatıldı, tam anlatılamaz. Ne yapsak hakkıyla yapamayacağımız şeyler bunlar. Efsanelerle vedalaşmak. Ben bugün onları kısa kısa anayım, sonra ne yazsam olmayacak oturup ona yanayım.
Cihat Arman’dan başlayayım. Fenerbahçe’nin uçan kalecisi. Cihat Arman, bir gün yine üzerinde sıklıkla giydiği kanarya sarısı forma varken 90’a giden topu nefis bir biçimde çıkarır. Derler ki, o an tribünden bir ses yükselir: “Kanaryama bak, yine nasıl uçtu.” Sonra zamanla basının manşetlerine sık sık yansıyan “Sarı Kanaryalar” kullanımı uçar Fenerbahçe’nin lakabı olarak omzuna konar. Cihat Arman’dan armağan.
Lefter’in kendisi armağandır Fenerbahçe’ye. Varlığı armağandır. Fenerbahçe’nin başına gelmiş en güzel şey, en muazzam hikâye, en derin izdir. Şimdi burada Lefter için ne yazsam sözcüklere işkencedir.
Fenerbahçe’de Fikretler iki tanedir. İlki “Büyük Fikret” Fikret Arıcan’dır. Fenerbahçe’deki 20 yılında 400’ün üstünde maç oynar, 231 gol atar. İkincisi henüz 14 yaşındayken giymeye başladığı Fenerbahçe formasını 22 yıl taşıyan Fikret Kırcan’dır. “Küçük Fikret.” “Kefal Fikret” de derler. 412 maçta 139 gol atar. Fenerbahçe tarihinin en uzun süre forma giyen futbolcusu olur. Milli takım kaptanlığı da yapan Kırcan, Fenerbahçe'de teknik direktörlük ve yöneticilik de yapar.
Can Bartu’yu anlatmak için memleketin hem futbol hem basketbol tarihine bakmak gerekir ki bu spor tarihinde karşılaşılması çok zor bir hadisedir. Can Bartu, Fenerbahçe basketbol takımında oynarken futbolcu eksikliğinden dolayı futbol maçı için basketbol takımından çağırılan iki oyuncudan biridir. Maçta üçü sayılmasa da dört gol atar. Fenerbahçe o maçtan 1-0 galip ayrılır. Sonra Fikret Arıcan aracılığıyla Fenerbahçe’de futbol oynamaya başlar. 4 lig şampiyonluğu yaşar. 28 kez milli olur. Milli takım formasını hem basketbol hem de futbolda giyen ilk ve tek sporcudur. Dahası aynı günde hem futbol hem de basketbol maçına çıktığı olur.
Bana “Can Bartu kimdi?” derseniz, “Metin Oktay’ın jübile maçında Galatasaray forması giyen büyük bir sporcudur” derim. O yüzden benim için Can Bartu’ya veda etmek demek o acayip zamanlara da veda etmek demek.
“Efsaneler birer birer gidiyor” cümlesinin ağırlığı üzerimize çökmüş duruyoruz. Ama biliyoruz ki, işin içine böyle sevilmek girdi mi efsaneler ölmez. Marşta söylediği gibi:
“Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler,
Hâlâ Sevilen Birer Abidedirler”
Hepsinin ruhu şad olsun.
Paylaş