Paylaş
O yüzden baştan hemen şimdi şurda anlaşalım, kimsenin takım sevgisine filan bi şey dediğim yok. Biliyorum herkes çok seviyor tuttuğu takımı. Ben başka şey diyorum. Başka bi şey.
Futbolda sevme biçimleri üzerine bi doktora tezi yazılsa kaynakçası, dipnotları, atıfları filan baştan aşağı Beşiktaş taraftarlarından oluşur bence.
Bi acayip sevmek onlarınki. Benim gözüm evvel ezel hep Beşiktaşlıların Beşiktaş’ı sevme biçimindedir. Hep bakarım, anlamaya çalışırım, düşünürüm üzerine. Ama birkaç muazzam örneğim var. Bu başka türlü sevmeyi anlamaya en çok yaklaştığım yerler o örnekler.
AZICIK OKŞASAM SANKİ ÇOCUKTULAR
“Ben Beşiktaş’a sarılmak istiyorum” cümlesi kadar acayip cümle olabilir mi. Bir çocuğa sarılır gibi tuttuğu takıma sarılmak istemek. Gerçekten çok acayip.
Beklerken dakika saydıkları yeni statlarının ilk maçından bir süre sonra özleyip özleyip “Stat şimdi napıyodur acaba” demek nasıl bi şeydir. Nasıl bir sevmektir.
Bi de iki yıl önce bu vakitler, Süleyman Seba’yı kaybettikleri günlerde, iki gün sonraki Arsenal maçı için kurulan şu cümle var: “Arsenal’e söyleyin Beşiktaş’ın kaybedecek bir şeyi kalmadı.”
Atilla İlhan o muazzam dizeleri, Beşiktaşlılar’ın Beşiktaş’ı sevmesi üzerine yazmış ben başka açıklama bulamıyorum: “Böyle bir sevmek görülmemiştir.”
BÜTÜN REKABETLERİN, BÜTÜN BAŞARILARIN, BÜTÜN KUPALARIN ÜSTÜNDE
Şimdi Süleyman Seba’yı yokluğunun ikinci yılında anacakları gün Süper Kupa maçına çıkacaklar.
Öyle bir sevmek ki “Süper Kupa finali Seba Başkanımızın ölüm yıldönümüne rastladığı için maça farklı anlamlar yükleniyor, etmeyin. Süleyman Seba, tüm rekabetlerin ve alınacak tüm kupaların üzerindedir. Seba bu kupayı aldığımızda değil, bıraktığı gibi kaldığımızda rahat uyuyacaktır. Onu rahat uyutmanın bedeli bu kupa değildir” diyolar.
Seba rahat uyusun. Ruhu şad olsun. Beşiktaşlılar Beşiktaş’ı öyle böyle sevmiyor. Ben de onu son röportajının son cümlesiyle anıyorum. Beşiktaşlılar Beşiktaş’ı böyle sevmeyi en çok Seba’dan öğrenmişler her gün daha iyi anlıyorum:
“Üzüldüğümüz çok şey oldu ama yuttuk oturduk. Yalnız Beşiktaş’ı üzmesinler.”
Şu cümleye bakın, sevmek üzerine ne kadar doktora tezi varsa yakın.
Paylaş