Paylaş
Bugünkü açıklamalarından sonra anladım.
Anladım Atiba’nınki mizacından gelen bir sakinlik değil. Bizim buralarda hiç alışkın olmadığımız mesleki bir sakinlik. Takımın bir parçası olmayı bilmekten gelen, tevazudan gelen, herkesin hakkını vermeyi istemekten gelen bir sakinlik.
“Trabzon’da galibiyet golünü attım ama Gökhan o güzel ortayı yapmasa nasıl atacaktım? Aynı şekilde Adriano’nun o şık ortası olmasa Cenk nasıl atacaktı? Biz bir takımız. Birbirimizi çok iyi tanıyor, tamamlıyoruz” demiş bugün açıklamasında.
Nasıl hasretiz şu laflara nasıl. Nasıl bıkmışız sürekli kendini öven, hep kendini gören, başkasının başarısını zerre görmeyenlerden.
Hep “ben ben” diye ortalarda dolananlardan.
Başarıdaki en büyük payın sahibi olduğunu anlatmak için dört dönenlerden.
“Gol atandan çok kulübedekiler seviniyor. İşte takım olmak budur” demiş Atiba. Çünkü pas veren gibi, gol atan gibi, gol kurtaran gibi kulübede oturanın da takımın parçası olduğunu biliyor. Başarıyı paylaşmayı biliyor. Herkesin hakkının verilmesi gerektiğini biliyor. “‘Ben’ olmaktan çok, ‘biz’ olmayı seviyorum” demesi de bundan.
“Bazen fazla abartıldığımı düşünüyorum. Ben sadece işimi yapıyorum” demiş bi de iki gözümün çiçeği.
Buna itiraz edeceğim. Bırak abartalım Atiba. Allah aşkına abartalım. Bırak abartacaksak seni abartalım. Duvarları kibirden örülmüş bir evin içine atıldık oturuyoruz, senin tevazuunu abartmamızı çok görme bize.
“Bana ve aileme gösterilen sevgi ve saygıya oynadığım futbolla karşılık vermeye çalışıyorum” demişsin. Futbolunla Beşiktaşlılara karşılığın kralını veriyorsun orası tamam. Ama sahip olduğun bu sporcu ahlakı Türkiye futbolu için çok kıymetli. Bu tavrın, bu kültürün, bu tevazuun etrafına yayılma olasılığı en büyük karşılık bize.
Atiba, bak bi de o Noah hepimizi perişan ediyor. Memleketcek ağzımız yüzümüz kamaştı, kolunu bacağını ısırmamak için çok zor tutuyoruz kendimizi. Bakıp bakıp hep bir ağızdan “Maşallah” diyoruz. Seni de oğlunu da çok seviyoruz.
Paylaş