Paylaş
2002 yazı hep birlikte sevindiğimiz son yazdı. Sonra unuttuk; hep birlikte, ağız dolusu, omuz omuza sevinmeyi.
Belki de en çok bu yüzden, sadece Fenerbahçeliler değil pek çok başka takım taraftarı çok mutlu oldu Fenerbahçe basketbol takımının Eurolig şampiyonluğuna. Kutlama görüntülerinde formasını üstüne çekip gelmiş Beşiktaşlılar, Galatasaraylılar gördük. Hep birlikte sevindik.
Sadece ortak sevinçleri hatırlattığı için değil aynı zamanda ülkede futboldan başka bir sporu çocukların gönlüne düşürdüğü için de çok kıymetli Eurolig şampiyonluğu.
Sportif başarı açısından ayrı kıymetli. Öyle de kıymetli. Böyle de kıymetli. Neresinden bakarsan bak kıymetli. Çok emek dökülmüş. Hak edilmiş.
Şimdi bunun üstüne Fenerbahçe’nin Avrupa şampiyonluğunun üstünden bir hafta geçmişken daha, Türkiye futbol liginde kıymetli, çok emek dökülmüş ve hak edilmiş bir şampiyonluk kazanmış olan Beşiktaş’ın Başkanı çıkıyor, sakin sakin, ağzından filan kaçmış bir konuşma filan gibi de değil yani, çıkıyor ve “Ben Euroleague’e karşıyım hırsızlık organizasyonu. Takım gönderilmesine karşıyım. İspanyol şirket kurmuş, kulüplere yüzde vermiş. Büyük sponsorlar var. Fazla para vereni alıyorlar. O kadar para harcayacağım, para İspanyol şirketin cebine girecek. Maçları yöneten de şirketin para verdiği hakem. Darüşşafaka Doğuş’u Real Madrid karşısında yediler mesela. Real Madrid, CSKA para harcıyor oraya ama bence geri zekâlılık. Biz Real Madrid değiliz. Rus patron da nereden geldiği belli olmayan parayı harcıyor. Fenerbahçe’nin şampiyonluğu tabii ki çok değerlidir ama kulüp olarak tamamen zarar ediyorsunuz buna karşıyım. Takım şampiyon olsa da göndermem. Götür oraya, git buraya oyuncuların canı çıksın. Takımlar kur sonra para İspanyollara gitsin” diyor.
Sporseverler, spor ve endüstri arasına sıkışmış durumdalar zaten. Orayla hepimizin derdi var. Hepimiz biliyoruz. Konuşuyoruz. Yazıyoruz da. Oturur konuşuruz Eurolig’in bu tür açmazlarını.
Ama Fikret Orman’ın demesi bu değil zaten. Üstelik zamanlaması, üslubu ve seçtiği sözcükler son derece tehlikeli. Lüzumsuz ve ayarsız. Hatta neredeyse mesele çıksın diye söylenmiş sözler. “Geri zekâlılık” diyor Fikret Orman. Basbayağı “geri zekâlılık” diyor. Hakikaten akıl almaz.
Beşiktaş Başkanına yakışan konuşma şöyle bir şey olurdu. “Fenerbahçe’nin Avrupa şampiyonluğunu canı gönülden kutluyoruz. Duyduk ki bazı kendini bilmezler köprüde dalgalanan Fenerbahçe bayrağına saldırmışlar. Fenerbahçeliler bilir ki bunu yapanlar Beşiktaşlı değildir. Ama müsterih olunsun, şimdi lig şampiyonu Beşiktaş’ın bayrağı da oraya asılacak, Avrupa şampiyonu Fenerbahçe ile lig şampiyonu Beşiktaş’ın bayrağı boğazda omuz omuza dalgalanacak.”
Önce böyle bi tebrik etseydiniz Sayın Orman, önce samimi bir adım atsaydınız, sahici bir konuşma yapsaydınız, Fenerbahçe Başkanı da çıkıp “Beşiktaş’ın tebriğini aldık kabul ettik, sağ olsunlar, biz de onların lig şampiyonluğunu kutluyoruz, fakat seneye işleri kolay olmayacak, enselerindeyiz” deseydi. Yemin ediyorum diğer kulüpler açıklama için sıraya girer, memleket futbolunda tropik rüzgârlar eserdi.
Ama tabii böyle olmaz o işler endüstriyel spor dünyasında biliyorum. Biliyorum biliyorum merak etmeyin. Sebebini de biliyorum, çocuk değiliz.
Balkona, taraftarı olduğu Beşiktaş’ın bayrağının yanına annesinin takımı Avrupa şampiyonu olmuş diye Fenerbahçe bayrağı asan, bir yandan da “Anne, senin bayrak çekmecede durmaktan kırışmış” diye şakalaşmasını bilen on iki yaşındaki çocuğun da bir bildiği var; emin olun var.
Hâsılı, oğlum ve ben; bu gerçeklerden uzak yazı için, saf saf hareketlerimiz ve hatta geri zekâlılığımız için hepinizden özür diliyor, Beşiktaş’ı ayrı, Fenerbahçe’yi ayrı kutluyor, balkonda omuz omuza sallanan iki bayrağın yanından hepinize selam ediyoruz.
Paylaş