Aşk bitti

Aslı Çakır Alptekin ile ilgili doping meselesi gündeme ilk geldiğinde, yaklaşık bir buçuk sene önce “Aşk dön ölümden” demiştim.

Haberin Devamı

Çünkü doping dendi mi, ben hep o çocukluk aşkımı hatırlarım. Bi bulduğum sonra hemen kaybettiğim. İlk şaşkınlığım. İlk aldatılmışlığım. İlk kırgınlığım.

1988 Seul Olimpiyatları’nda 100 metre rekorunu kırıp, bi de üstüne “Bu ne ki, bunu da kırarım ben bi dahakine” diye efe efe bitiş çizgisinden geçerken başlamıştı Ben Johnson’la aşkımız. Benim ve seksenlerde çocuk olanların.

Ertesi günlerde mahallede hepimiz Ben Johnson oluyor, 100 metre koşuyor, “Çok rahat koştum, mesele değil” havaları yapıştırıyorduk yürüyüşümüze. Ben Johnson olmak en çok Serdar’a yakışıyordu. Burası sizi ilgilendirmez.

Sonra berbat bi şey oldu. Mahallenin abileri iki gün geçmişti galiba “Koşuşup durmayın, dopingli çıktı sizinki” dediler. İlk şaşkınlığım. İlk aldatılmışlığım. İlk kırgınlığım. Sporla kurduğum güven ilişkisinin fışkıyesi, işte o gün orda o anda kırıldı. Her tür taraftarlık duygusundan azade, dünyanın öbür ucunda başarısına sevindiğim adam yalan söylemişti. Aşk oracıkta bitti. Geriye derin bir hayal kırıklığı kaldı.

Sonrası berbat bir doping tarihi. Yıllar içinde, doping kontrollerinden kaçabilmek için yapay idrar kesesi yaptıran sporcuları bile duyduk. Yapay idrar kesesi. Bir tuhaf döngü, bir tuhaf mücadele. Doping sektörü, yemiyo içmiyo testlerde açığa çıkmayacak yöntemler buluyor. Bu defa dopingle mücadele, bu yöntemleri çökertecek yeni testler yaratmak için çabalıyor. Sonra onlar yine. Sonra bunlar bi daha.

Ben dopingle ilgili iki cümle biliyorum, ikisi birbirinden berbat. “Yapmayan yoktur, yakalanmayan vardır” ve “Doping testiniz pozitif çıktıysa IQ testiniz negatif demektir”. Valla bravo, doping yapmayı değil, yakalanmayı aşağılayın. Aferin.

Aslı Çakır Alptekin ile ilgili “aşk dön ölümden” diye yazmıştım bi de “Şimdi bize beklemek düşüyor. Elbette iddialara inanmak istemiyoruz. Aslı Çakır Alptekin’in incelemelerden tertemiz çıkmasını ümit ediyoruz. Süreyya Ayhan’la yarım kalmış bir aşkımız var. Bir daha olsun istemiyoruz. Aşk bu defa ölümden dönsün istiyoruz” demiştim.

Öyle olmadı. Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi, Alptekin’e doping gerekçesiyle sekiz yıl men cezası verdi ve 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda kazandığı altın madalyayı da geri aldı. Aşk bitti.

Aşk bitti çünkü doping yalan dolandır. Yakan top seni yaktığı halde “Yakmadı” diye oyunda kalmaktır. Söz verildiği sene alınmayan bisiklettir. Doping, yediğin onca ıspanağa rağmen popondaki demir iğnesinin acısıdır.

Bütün bunların altında neyin yattığını biliyoruz ama. Sporculara ödül olarak yabani zeytin dallarından taçlar takılan Antik Olimpiyatlardan geldik buralara. Başarının, büyük şairlerin şiirleriyle ödüllendirilmesinden geldik. Aslında modern Olimpiyatların babası Coubertin de, “amatör ruh”u listesinin en başına koyar. Onun zamanında düzenlenen oyunlarda; profesyonellik, spor ve sporcuyla para ilişkisi kurmak tamamen dışlanır. Formalarda herhangi bir markanın taşınmasına bile izin verilmez.

Bugün sporu kemiren mutlak başarı hırsı, doping ve şike, profesyonelliğin amatörlüğe karşı zaferidir. Paranın zaferi. Bir sporcunun kendisine yapay idrar kesesi taktırmasını başka türlü açıklamaya imkân yok. Yok.

Yazarın Tüm Yazıları