Paylaş
Bi hareketi ilk kez yapan sporcu, ona adını verir. O hareket artık, sonsuza kadar o sporcunun adıyla anılır. Şahane bi gelenektir bence.
Buz pateninde çok yaygındır. Hemen hemen bütün temel atlayışlar, adını, atlayışı ilk kez yapan sporcudan alır. Kenan Onuk’un sesiyle hatırlayacağımız “Başarılı bir dabıl eksıl”daki “eksıl” atlayışının isim babası Axel Paulsen’dir mesela. “Üçlü salçov sayın seyirciler” cümlesindeki “salçov”, bu adı İsveçli patenci Ulrich Salchow’dan alır. Ama en meşhuru, lale biçimindeki dönüşü yapan Denise Biellmann’ın harekete “bilman” adını vermesidir herhalde. Devrin buz pateni izleyicisine sorun; önce Katerina Witt, sonra bi daha Katerina Witt, sonra da Denise Biellmann diyeceklerdir.
Başka sporlardan da biliriz. Futboldaki o acayip penaltının, topun dibinden aşırtma vuruşla yapılan “Panenka penaltısı”nın mucidi Antonín Panenka’dır. Topu durdurup pas verecekmiş gibi yapan, sonra bi anda topu bacaklarının arasından arkaya atan Johan Cruyff’un bu hareketine “Cruyff dönüşü” denir. Jimnastik tarihine Ferhat Arıcan’a atıfla “Arıcan hareketi” diye geçen hareketler vardır. Alfred Backhand, tenisteki temel vuruş olan “bekhend”e adını vermiştir.
Şaka şaka. Bi an bi durdunuz ama şöyle. O hareket biliyosunuz “Elimin tersiyle şöyle vurdum topa” anlamındadır.
Örnekler bi sürü bi sürü çoğaltılabilir.
Ama adlarını spora verenlerden daha şahanesi, adlarını spordan alanlar bence. Soyadlarını futboldan, simgesi oldukları kulüplerden alan adamlar. Çok acayip iş. Çok güzel hikâyeler.
O hikâyelerin bi kısmında, soyadı kanunundan önce kendilerine lâkap takılmış futbolcuların, kanundan sonra bu lâkapları soyadı olarak almaları yazar.
Top ve kafa arasındaki ilişkinin kitabını yazan Beykoz efsanesi Kelle İbrahim, kendisine İbrahim Kelle adını seçer. Fenerbahçe ambleminin yaratıcısı, penaltı kralı Topuz Hikmet, Hikmet Topuzer adını alır. Galatasaray’ın Vefa’yı 20-0 yendiği maçta attığı on dört golden sonra Leblebi lakabını alan Mehmet, soyadı kanunundan sonra Mehmet Leblebi olur. Şahaneliğe bak.
Bazı hikâyeler ise, taşıdıkları soyadından vazgeçip soyadını aşkla seçen adamları yazar. Galatasaray’ın meşhur sağ açığı Necdet Kayral, lâkabını, soyadına tercih edip Necdet Cici olur. Soyadını bırakır, lâkabını soyadı olarak seçer. Hikâyeye bak.
Bir de oynadıkları kulübe, ona oynamak denmez gerçi. Yaşamak denir. Şöyle diyelim o halde, bir de yaşadıkları kulüplerin adlarını kendilerine soyadı seçmiş futbolcuların hikâyeleri vardır. Altay’la, Göztepe’yle, Altınordu ile bir ömür geçirmiş üç isim. Üç İzmir efsanesi: Fuat Göztepe, Sait Altınordu, Vahap Özaltay. Soyadlara bak.
Futbola ömürlerini verip karşılığında adlarını alan adamlar. Aşka bak.
Paylaş