Paylaş
Santraforsuz 4-6-0 sisteminin iki mütemmim cüzü vardır A) 3. Bölgede baskı ve pas trafiği yapabilme B) Rakip ceza sahasında ivedilikle çoğalabilme… Bu iki sonucun gerçekleşmesi maçı koparır. Diğer bir deyişle kolsuz boksör, rakibini alt edebilir. Konyaspor karşısındaki Fenerbahçe bu görüntüden uzaktı. Fenerbahçe istediği oyunu ancak 85 – 95 arası 10 dakika kurabildi. Fakat bir çiçekle yaz gelmediği gibi 10 dakikayla da galibiyet gelmedi. Fernandao ve Valbuena’nın altıpasın içinden kaçırdığı isabetli şutlar, Aziz Yıldırım’ın ardışık 6 maçlık galibiyet serisi karşılığı yaptığı 1,5 milyon Euro’luk prim vaadini başka bahara bıraktı.
Kolsuz boksör olur mu?
Söz konusu futbolsa bal gibi olur… Bu sistemin adı 4-6-0’dır.
Yani santraforsuz bir oyun düzeni… 3. bölgede yoğun bir pas trafiğiyle rakibi yorma, rakip ceza sahasında birdenbire çoğalabilme kapasitesi… Top rakipteyken önde rakibi bunaltan bir baskı...
Bunlar 4-6-0’ın ayrılmaz parçalarıdır.
Aykut Hoca; Giuliano ve Valbuena’nın performanslarını göz önünde bulundurdu.
Fenerbahçe Konyaspor karşısında bu sistemi oynadı.
Tıpkı pozitif sonuç alınan Kasımpaşa maçındaki gibi…
Fakat Kadıköy’de Kasımpaşa’ya karşı tutan hesap Konya’ya uymadı… Takımın hücum yönü ilk 45 dakika son derece zayıftı.
İsabetli şut şöyle dursun, sonlanan akınlar bile oldukça enderdi.
4-6-0’ın karakteristiği olan hücumdan ziyade temkin ve tedbir üzerine bir oyun kuruldu…
İkinci yarı oyuna sokulacak bir santrafor ile gol bulunacak ve maç koparılacaktı…
İkinci yarıda 4-6-0’dan vazgeçildi.
Ne var ki Konyaspor 50’de beklenmeyen bir biçimde golü buldu.
Fenerbahçe, Valbuena’nın evrensel standartlarında yaptığı ortayla golü bulsa da kendisini öne geçirecek skoru yapamadı.
İlk devrenin son maçında liderliğe oynanan atmosferde genç Oğuz Kağan’ın tercih edilmesi bana göre çok doğru olmadı…
Nitekim Oğuz Kağan’ın yerine giren Soldado oyuna bir hareketlilik getirdi… Fakat bu da skora yansımadı…
Soldado’nun kaleciyle karşı karşıya iki net pozisyonu var… Bunlar gole çevrilemedi…
Türk toplumunda sıklıklıka vurgu yapıldığı üzere meyve veren ağaç taşlanabilir…
Fakat futbol düzeninde mesele santraforsa bu kez meyve veren değil meyve vermeyen ağaç taşlanır…
Hiçbir santrafor çok gol atıyor diye taşlanmaz…
Soldado’nun ve Jansen’in gol yollarında istikrarlı bir biçimde sonuç alamaz durumunun ligin ikinci devresinde de sürmesi halinde bu oyuncular tartışılır hale gelebilir.
Maçta rüzgâr ancak 85’de Fernandao’nun oyuna girmesiyle tamamen Fenerbahçe lehine dönebildi…
Aykut Hoca, belirgin oyun karakteristiğinden ödün verdi ve risk aldı.
Hücuma dönük bir düzene geçti. Çift santrafor olarak Fernandao ve Soldado’yu kullandı.
Bu düzen sonuç verdi. Fakat bu sefer de zaman faktörü devreye girdi. Oyunun ömrü kâfi gelmedi… 1 çiçekle yaz gelmediği gibi 10 dakikayla (85-95 arası) galibiyet gelemedi…
Fernando ve Valbuena uzatmalarda (90+4, 90+5) arka arkaya çok net iki pozisyon buldu. Fakat altıpasın içinden çekilen isabetli şutlar Konyaspor kalecisine takıldı.
Böylece Fenerbahçe en azından ligin son haftasında palyatif de olsa liderlik koltuğuna oturdu…
Fenerbahçe 4-6-0’la Kasımpaşa’yı mat etmişti…
Kadıköy’de Kasımpaşa’ya karşı birincil stoperlerle işleyen oyun düzeni, Konyaspor’un karşısında tutmadı… Böylece kolsuz boksör rakibini alt edemedi…
Fenerbahçe, ligin ilk yarısını sezon başına göre oldukça iyi bir durumda kapadı… Fenerbahçe taraftarının, ikinci devrede takımı zirve yarışında izleyeceğine inanıyorum… Bu açıdan 12. adam faktörü önem arz etmektedir.
Paylaş