Paylaş
Beşiktaş’ın Cuma günü Akhisar’a 2 puan kaptırmasıyla Fenerbahçe’nin iştahı açıldı.
Bir Fransız deyişi der ki; “İnsanın yedikçe iştahı açılır.”
Nitekim, ertesi gün Galatasaray’ın Başakşehir’den 5 yemesi, Fenerbahçe’nin iştahını daha da açtı.
Demirgrup Sivasspor maçının neredeyse tamamında Fenerbahçe’nin üstünlüğü vardı. Coşkulu ve arzulu olan taraf kuşkusuz Fenerbahçe’ydi.
Oyuncuların fizik kondisyon seviyeleri kayda değer biçimde artmıştı. Sahada dikine oynayan, rakibin üstüne giden, önde basan bir Fenerbahçe vardı.
Dirar, 31. dakikada gelen karambolle gol perdesini açtı. 61’de oyuna giren Soldado ise 2010-2013 arasındaki Valencia performanslarını hatırlattı. 20 dakikada 3 gol attı. Özellikle 82’deki goldeki son dokunuşu evrensel standartlardaydı.
Demirgrup Sivasspor’un golü ise ikinci yarının başında Bifouma’dan geldi.
Bifouma’nın 64’teki itirazları neticesinde ikinci sarıdan kırmızı görmesi amatörceydi ve çapsızlık örneğiydi. Bifouma’nın atılması, zaten kolu kanadı kırılmış olan Sivas’ın nakavt olmasına vesile oldu.
Fenerbahçe 2. golün de verdiği özgüvenle önde baskıyı artırdı. Demirgrup Sivasspor, kalan yaklaşık 25 dakika 10 kişi oynadı ve 2 gol yedi.
Böylece Fenerbahçe 20 puanla 5. sıraya çıkarak liderle arasındaki farkı 6 puana indirmiş oldu.
Başbakanın Kemikleri Sızlıyor
Geçtiğimiz hafta Aziz Yıldırım’ın Samandıra tesislerinde futbolcularıyla yaptığı toplantıların Sivasspor karşısındaki oyununda etkili olduğu görülüyor.
Aziz Yıldırım ayrıca, ligin ilk devresinde Sivasspor maçı dahil 6 maç için oyuncularına prim müjdesi verdi.
6 maçın tamamının kazanılması halinde toplamda 1,5 milyon Euro prim dağıtacağını vaat etti.
1’i gitti, kaldı 5 maç.
Amaç, ilk devreden önce liderle arasındaki puan farkını 2-3’e indirmek.
Dünkü maçta Fenerbahçeli oyuncuların coşkusu ve isteği yerindeydi.
Fakat 50 bin kapasiteli statta 20 bin taraftar vardı.
Türkiye’nin en büyük takımının yüzde 40 dolulukla oynaması, Fenerbahçe’nin stadına adını veren, 1942-1946 yılları arasında Milli Şef’in başbakanlığı görevini yapan Şükrü Saraçoğlu’nun kemiklerini sızlatır.
Fakat taraftarın stada gelme teamülü tek maçla değişmez.
Ancak ilk yarının sonuna kadar sürecek bir galibiyet serisinin yakalanması ligin 2. devresinde taraftarı belirli nispette Saraçoğlu’na çekebilir.
Goller Geldi Ama Sor Bakalım Nasıl Geldi?
Nesnel bir gözle bakınca Fenerbahçe’nin hücumlarının organize olmadığı anlaşılıyor.
Buna rağmen oyuncular fiziki durumlarını avantaja çevirmeyi başardılar.
Önde basarak mücadeleyle oyunu domine etmeyi bildiler.
Gollere bakıldığında ise tablonun futbolun doğruları açısından fazla iç açıcı olmadığı görülüyor.
Fenerbahçe skorları ya karambolle ya da Soldado’nun kişisel becerisiyle yaptı.
Buna rağmen Valbuena’nın yokluğu takım için iyi bir test oldu.
Fransız oyuncunun olduğu Fenerbahçe’de özellikle hücumda herkes sorumluluktan kaçıyor. Bugün ise Guilano’nun, Dirar’ın ve Jansen’in organize olamasalar da hücuma katkı yapmak için gayret ettikleri görüldü.
Fenerbahçe Valbuena’yı hücumda tek tabanca olarak kullanmaktansa bu ekibe entegre edebilmeli.
Böylece takım daha organize hücumlarla akın sonlandırabilmeli, isabetli şut sayılarını artırabilmeli, karambolleri ve kişisel becerileri yegane skor kaynağı olan gören anlayışı terk edebilmelidir.
Lefter’i Bilmeyene Fenerbahçe Yazdırmak
Aykut, 11. Haftada gelinen noktada Fenerbahçe’nin ligdeki durumu nedeniyle mahçup olduğunu açıkladı. Göreve kendi ilkelerinin dışına çıkarak devam ettiğini belirtti.
Hürriyet Spor Arena’daki 6 Kasım 2017 tarihli yazımda Aykut’un istifasını sunacağını fakat Aziz Yıldırım’ın 2018 Mayıs Kongresi arefesinde teknik direktör değişikliğini asla düşünmeyeceğini öngörmüştüm. Nitekim de öyle oldu.
Sorsanız Can Bartu Tesisleri’nin, Lefter Küçükandonyadis’in heykelinin nerede olduğunu gösteremeyecek spor yazarları, böylece istifa rüyaları görerek Fenerbahçe’yi tanımadıklarını tekrar tesvik etmiş oldular.
Atatürk’ün Fenerbahçe Ziyareti
29 Ekim’de Cumhuriyet’in 94. yılı ve 10 Kasım’da Atatürk’ün ölüm yıl dönümü vesilesiyle yapılan anmaların ardından Atatürk’ün Fenerbahçe ile olan ilişkisinden bahsetmek faydalı olacaktır.
Atatürk’ün Fenerbahçe ile olan ilişkisinin ilk halkası Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına denk geldi.
Mustafa Kemal, Viyana Cottage Sanatoryumu’da böbrek rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmeye gitmeden önce, 3 Mayıs 1918 günü Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaret etti. Bu aynı zamanda kendisinin ilk spor kulübü ziyaretiydi. Bu ziyaretle Fenerbahçe ile Mustafa Kemal arasında güçlü bir bağ kurulacaktı. 1919-1922 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele döneminde bu bağ daha da konsolide olacaktı.
Nitekim Fenerbahçe Spor Kulübü mensupları Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunda bizzat savaştığı gibi, 1919’un ardından Mustafa Kemal’in Milli Mücadele’sinde de kayda değer bir rol oynadı. Kuşdili’ndeki kulüp binasından Anadolu’daki millliyetçi harekete silah kaçırılmasında aktif görev üstlendi. Kulüp bu nedenle İngiliz İşgal Kuvvetleri tarafından kapatma cezası dahi aldı.
Fenerbahçeliler aynı zamanda Mustafa Kemal’in saflarında Yunanlılara karşı da savaştı. Bir yandan da kendi alanı olan futbolda Anlaşma devletlerinin kurdukları takımlarına karşı sahada mücadele verdi. Bu galibiyetlerden en müstesna olanı, 29 Haziran 1923’te, İstanbul’daki İngiliz Kuvvetlerinin Başkumandanı Charles Harrington adına düzenlenen Harrington Kupası’nın kazanılmasıdır. Nitekim kupanın kazanıldığı haberi, o sırada Lozan Konferansı’nda bulunan İsmet Bey’e (İnönü) telgraf yoluyla iletilmiştir. Diplomasi masasında yeni Türkiye’nin kuruluş mücadelesini veren Türk heyetine motivasyon kaynağı olmuştur.
Mustafa Kemal Moda’da
Mustafa Kemal 3 Mayıs 1918 tarihinde ömrünün ilk spor kulübü ziyaretini gerçekleştirecekti. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen üyelerinden Sabri Bey (Toprak), Mustafa Kemal’in yakın arkadaşıydı. Sabri Bey’in bir özelliği de 1914-1915 yılları arasında Fenerbahçe’nin başkanlığını yapmış olmasıydı.
Sabri Bey, Moda’daki evinde Mustafa Kemal’i misafir ettiği 2 Mayıs 1918 gecesinde, sohbet konularının arasında Fenerbahçe de bulunuyordu. Mustafa Kemal ertesi gün Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaret etmek istediğini söyledi.
O sırada henüz Milli Mücadele resmen başlamamış olsa da Mustafa Kemal’in kafasında bir direniş hareketi örgütleme fikri çoktan filizlenmişti. Organizasyon kapasitesi ve liderlik vasıfları son derece yüksek olan Mustafa Kemal, futbol gibi toplum nezdinde ilgi gören bir alana duyarsız kalamazdı. Bu nedenle yoğun bir sempati kazanan Fenerbahçe’yi ziyaret etmek istiyordu.
1915 yılında Çanakkale’de İngilizlere, Fransızlara ve Anzaklara karşı yarbay rütbesiyle gösterdiği askeri başarılar ülke çapında kayda değer bir şöhret kazanmasına vesile olmuştu. Sabri Bey, Mustafa Kemal’in Fenerbahçe’yi ziyaret edeceğini bildirdikten sonra Kuşdili’ndeki iki katlı, beyaz kulüp lokalinde hummalı bir hazırlık süreci başladı.
Kuşdiline Ziyaret
Mustafa Kemal ve Sabri Bey, Kuşdili’ne vardığında Fenerbahçe’nin sporcuları, yöneticileri kulübün önünde Mustafa Kemal’i karşılamak için hazır bulunuyordu.
Taraftarlar ve sporcular, sarışın, renkli gözlü ordu kumandanını karşılarında görünce şaşırdılar. Askeri üniformasının içinde kusursuz bir görünüme sahip olan Mustafa Kemal’le karşılaşmanın heyecanını yaşadılar.
Mustafa Kemal, yöneticilerin ve sporcuların ellerini sıktıktan sonra özel bir odaya geçti. Kuşdili Kulüp Başkanı iken, bu kulübü Fenerbahçe’ye katan ve kendisi de Fenerbahçe’ye katılan Mustafa El Katip Bey, Mustafa Kemal’e kulübü ve kendilerini onurlandırdıklarını belirtti. Sorulduğunda kahve içmek istediğini söyleyen Mustafa Kemal, Fenerbahçe’de 2 saate yakın bir süre kaldı. Bu süre içinde kulübe ilişkin bilgiler aldı. Dr. Hamit Hüsnü ve El Katipzade Mustafa Bey eşliğinde ikinci katta kupaların olduğu bölümü gezdi. Daha sonra El Katipzade Mustafa Bey, kendisine kulüp şeref defterini uzattı. Mustafa Kemal’in kaleminden şu satırlar döküldü;
Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta takdirle şereflendirilmiş bulunan üstün çalışmaları işitmiş ve bu kulübe ziyaret ve üstün hizmet veren kişileri tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu görevin yerine getirilmesi ancak bugün mümkün olabilmiştir. Takdirlerimi ve tebriklerimi buraya kaydetmekten dolayı mutluyum.
03.05.1334 (1918)
Ordu Kumandanı Mustafa Kemal
Mustafa Kemal, öğleden sonra kulüpten ayrıldı.
Moda’ya ufak bir kayıkla dönecekti. Kulübün iskelesine indi, fakat kayığa binmeden önce tekrar kulüp binasına yöneldi. Sağ elini havaya kaldırdı ve Fenerbahçe’ye ebedi muvakkafiyetler diledi. Dönüş yolunda kayığın kürekleri Mustafa El Katipzade tarafından çekildi.
Atatürk, Cumhuriyet’in kurulmasının ardından, yabancı bir gazetecinin kendisine doğum gününü sorması üzerine 19 Mayıs yanıtını vermişti. Bu tarih Milli Mücadele’nin resmen başladığı ve 16 Mayıs 1919’da yola çıktığı İstanbul’dan Samsun’a ayak bastığı tarihti. Bu nedenle doğum tarihinin 19 Mayıs 1881 olduğunu ifade etmişti.
Fenerbahçe ise benzer bir anlayışla kuruluş gününü gerçekte öyle olmamasına rağmen Atatürk’ün kulübü ziyaret ettiği 3 Mayıs günü olarak kabul etmiştir. Böylece Mustafa Kemal’in 3 Mayıs 1918 tarihli Fenerbahçe ziyareti, Fenerbahçe’nin kuruluşunun 3 Mayıs 1907 olarak kabul edilmesine vesile olmuştur.
Paylaş