Fenerbahçe kendini zora soktu

Aykut Hoca, dünkü maçta kendi takımı kadar dirençli ve fizik kondisyon açısından kendisi kadar hazır bir takım karşısında geleneksel oyununu tercih etti.
Akhisarspor, Anadolu takımı reaksiyonu göstermedi ve Kadıköy’de 3 puanı hedefleyerek oynadı…

Fenerbahçe’nin mağlup olmasındaki pay büyük ölçüde geleneksel oyun anlayışındaydı…

Akhisar, 14. ve 35. Dakikada golleri bulduğunda Aykut Hoca, risk alıp ofansif bir futbol anlayışına geçiş yapmadı…
Bunun yerine maçın olgunlaşmasını bekledi…

Fenerbahçe ilk yarının sonuna kadar topa sahip olma oranında öndeyse de soyunma odasına iki farklı mağlup duruma gitti… Akhisarspor, eline geçen fırsatları değerlendirmeyi bilmişti.

Aykut Hoca’nın geleneksel oyun anlayışına mugayır bir tercihi de oldu… Bu kez ilk 11’de Aatıf’la başlayıp skorda geri düşünce Valbuena’yı oyuna almadı. Oyuna Valbuena ile başladı. Fakat Fenerbahçe skorda geri düşünce Aatıf’ı oyuna aldı ki dünkü maçta Aatıf’ın yetenekle taçlandıramadığı kondisyonu pek bir anlam ifade etmedi… Bunun yerine oyuncu tercihleriyle Valbuena’nın hücum gücü artırılabilirdi…

Sarı lacivertliler, maçın ikinci yarısında 1. Bölgeden 3. Bölgeye yaptığı uzun toplarla, karambol futbolu oynadı… Organize yapılan ataklarla sonlanan akınlar yoktu… Fenerbahçe’den beklendiği şekilde, orta sahadan 3. Bölgeye atılan ara paslarla pozisyon zenginliği elde edilemedi.

Diğer yandan Hoca’nın kararlarından bağımsız olarak Volkan’ın ZTK’da kırmızı kart görmesi, kalede Kameni’ye görev verilmesine yol açtı…
Kamerunlu file bekçisinin dünkü oyunu en hafif tabiriyle skandaldı… Ceza sahasının içinde, olması gereken yerde konumlandığı pozisyon sayısı oldukça sınırlıydı…

Hakem Arda Kardeşler, genel olarak iyi bir maç yönettiyse de Fenerbahçe’nin çalınmayan penaltısı (Fernandao’nun pozisyonu) skoru doğrudan etkiledi… Bu hata hakemin genel performansını da aşağı çekti ve sarı lacivertlilerin 1 puanına mal oldu.
Buna rağmen Fenerbahçe, şampiyonluk yolunda iddialı bir takım olma görüntüsünden uzaktı…

Bedri Baykam’la Öğle Yemeği
Geçtiğimiz günlerde Türk çağdaş sanatının önde gelen isimlerinden Bedri Baykam’la öğlen yemeğinde, Çiftehavuzlar’da Cercle D’orient, Büyük Kulüp’te bir araya geldik.

Bedri Bey, iyi bir ressam olmasının yanında iyi bir Fenerbahçeli…

Fenerbahçe TV’de 8 yıldır yaptığı programlara ilişkin herhangi bir ücret almıyor. Ayrıca Fenerbahçeli kimliği ile öne çıkmasının kendisine maliyeti var… Bu maliyeti konuştuğumuzda, Galatasaraylıların resimlerine mesafeli durabildiğini belirtti. Buna rağmen Fenerbahçeli kimliğiyle öne çıkıyor…
Küçük yaşlardan beri Fenerbahçe’nin maçlarını aralıksız takip ediyor…

ABD’de yaşadığı günlerde de maçları takipten geri durmamış… Oğlu Suphi’yi de benzer bir Fenerbahçe aşkıyla yetiştiriyor.

Bedri Bey’in Fenerbahçe’ye ilişkin en belirgin memnuniyetsizliği ilişki yönetimi…

Diğer bir deyişle, kulübün oyuncuları ile kurduğu profesyonel ilişkinin iyi sonlanmadığı vakalar…

Tabii konu hemen 2012’de Alex’in gönderilmesiyle sonuçlanan Aykut-Alex de Souza arasındaki gerilime geldi. Baykam’a göre Alex’in gönderilmesi yanlıştı. Koşu mesafelerinin yeterli olmaması Alex’in yetersiz olduğunu göstermiyordu. Futbolun bir atletizm müsabakası olmadığını, yeteneğin kimi zaman koşu mesafelerinin önüne geçebileceğini vurguladı… Alex’in fizik kondisyon açısından Aykut Hoca’nın beklentilerini karşılamadığı görüşüne ilişkin düşüncesi bu yönde…

Malum benzer bir tartışma günümüzde Aykut Hoca ile Valbuena arasında sürüyor. Hoca, yetenek konusunda daha sınırlı bir tablo çizen Aatıf’ı Valbuena’ya tercih ediyor… Bu durum, Fenerbahçe’nin mağlup olduğu oyunlarda eleştirilere sebep oluyor.
Baykam Fenerbahçeli oyunculara “benim sevgili robotlarım” olarak hitap ediyor… Son olarak futbol anlayışına ve şut kabiliyetine çok inandığı Stoch’un gönderilmesinden sonra futbolcularla duygusal bir bağ kurmaktan vazgeçtiğini belirtti… “Robotlarım” demesinin sebebi bu…
1996’da Aykut ve Oğuz’un Fenerbahçe’den gönderilmesinden rahatsızlık duyduğunu, benzer şekilde Hooydonk, Alex ve Stoch’un gönderilmesinin de yanlış olduğunu söyledi.

Baykam, Fenerbahçe’ye ilişkin iki ayrı sergi açtı. Sergilerden biri Fenerbahçe’nin 90. Yılında diğeri ise 100. Yılında gerçekleşti. 90. Yıl sergisi bizzat Fenerbahçe SK tarafından organize edilmiş ve 1907 Derneği’nin Levent’teki ofisinde açılmış. Ayrıca kulüp iki adet resim satın almış. Bedri Bey bunun üzerine kulübe jest amaçlı 3 resmini bağışlamış.

Bugün Fenerbahçe’nin Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın yönetim katında bulunan resimler, işte bu 90. Yıl sergisinden kalan resimler…
Diğer sergi ise Bedri Bey’in kişisel girişimleriyle, sahibi olduğu Piramid Sanat’ta açılmış…
Baykam’ın Fenerbahçe’ye ilişkin tablolarında dikkatimi çeken, farklı zamanlardan farklı futbolcuları bir araya getirmesiydi. Örneğin bir tabloda Lefter, Rıdvan ve Okocha yanyana görünüyor…

Bedri Bey Fenerbahçe’ye ilişkin resimlerini dört boyutlu, zamanı aşan bir formatla yapıyor. Üç boyut resimde yer alırken ve dördüncü boyut zamana işaret ediyor. Baykam’ın Fenerbahçe’ye ilişkin resimlerinde bu nedenle farklı dönemlerden farklı futbolcuları görebiliyorsunuz..