KAÇAN BALIK BÜYÜK OLUR

Milli maç arasından sonraki ligin ilk maçında Demir Grup Sivasspor evinde Kardemir Karabükspor’u konuk etti.Milli arada antrenör değişikliğine giden Karadeniz ekibi maça oldukça etkili başladı ancak yine sonunu getiremeyerek deplasmandan boynu bükük ayrıldı.Peki ya bu kan değişikliği için oldukça geç kalınmadı mı?Popovic’le geçen 10 hafta boyunca Ünal Karaman acaba televizyonun hangi köşesinden olan bitenleri takip ediyordu?Muhakeme becerisi oldukça esaslı bir husustur.

16. haftada Popovic ile yolları ayırdıktan sonra alt yapı sorumlusu Levent Açıkgöz ile devam eden Karabükspor,geçen 10 haftalık süreçte beklediği reaksiyonu ve etkileşimi Levent Hoca ile de bulamadı. Beklenen reaksiyonun görülememesindeki en büyük etkenin,Levent Hoca’nın oyuncular nezdinde otorite olarak kabul edilen bir profil olmaması olarak düşünüyorum.

Bunun bir benzeri,Ersun Yanal sonrası göreve gelen İsmail Kartal ile Fenerbahçe takımında da yaşanmıştı.Bir takımın her ne kadar kaliteli ve üretken olursa olsun o ekibe kumandanlık edecek bir otoritenin eksikliği her daim bir sorun olmuştur.Karabükspor’da da bunun eksikliği hissedilmiş olacak ki oldukça mantıklı bir karar alarak Ünal Karaman ile yola devam etme kararı alındı.Ancak bu kararı almakta oldukça geç kalındığı düşüncem hala sabit.

Maçın ilk yarısında oldukça etkili ve baskılı olan Karabükspor,ev sahibi ekip Sivasspor’un ilk yarıda istediği kadar rahat bir oyun oynamasına müsaade etmedi.Orta sahada oldukça kompakt bir şekilde hareket eden ve önde yoğun baskı yapan deplasman ekibi,Sivasspor’un üretmesine ve oyunu yönlendirmesine engel oldu.Bu dakikalarda Karabükspor baskısını yaptığı faullerle kesmeye ve tempoyu düşürmeye çalışan Sivasspor,oyuna yavaş yavaş ortak olmaya başladı.

Karabükspor adına maçın en organize ve en net pozisyonu 35. dakikada yaşandı.Leandrinho,topu sağ bölgeden ceza sahası içerisindeki Ergin’e ortaladı.Kendini demarke pozisyonda topla buluşturan Ergin,yaptığı kafa vuruşunda pozisyon alışı kadar iyi olamayınca top auta çıktı.Karabükspor adına kırılma anı olan o pozisyonda Ergin,eğer topa daha net ve etkili bir vuruş yapabilmiş olsaydı şu an burada Karabükspor adına çok farklı konulardan bahsediyor olabilirdik.

Maçın ilk yarısı boyunca İshak’ın olduğu sol bölgeden hücum fırsatları arayan Sivasspor,Bifouma’nın Kone’ye çıkardığı topta kendileri adına maçın ilk net gol pozisyonunu yakaladı.Ancak bu pozisyonda maçın genelinde oldukça motive ve iyi bir görüntü çizen Kaptan Hakan’ın ters kademeye girerek Kone’nin rahat vuruş yapmasına engel olduğunu da es geçmemek lazım.

İlk yarı Karabükspor adına umutla sonuçlanırken ikinci devrenin henüz 2. dakikasında bu umutlar bir anda yine hayal kırıklığına dönüştü. 2. devrenin başında oyuna giren Sivasspor’un son dönemlerdeki en etkili oyuncularından biri olan Mert Hakan Yandaş,topla ilk buluşmasında sol taraftan ceza sahasına doğru hareketlenerek topu Bifouma’ya çıkardı ve ev sahibi ekip golü buldu.

Gelen golün ardından gelen coşku ile ev sahibi ekip daha da çok yüklenmeye,hücum fırsatı bulmaya başladı.Tabi bu durumun ana etkeninin Karabükspor adına erken yenilen golle birlikte bozulan konsantrasyon ve moral bozukluğu olduğunu da es geçmemek gerekir.Bu konsantrasyon bozukluğunun er ya da geç yaşanacağını bilen Sivas ekibi,ilk yarı biraz daha kontrollü bir oyun oynadıktan sonra ikinci yarı bütün kozlarını kullanarak skoru buldu ve oyunun geri kalan bölümünde de kontrolü elinden bırakmayarak haftaya 3 puan ile başladı ve Avrupa kupaları umutlarını sürdürdü.

Deplasman ekibi adına,yapılan antrenör değişikliğinin etkilerini 1 maçta görmek pek mümkün olmasa da maçın ilk yarısında savunmada daha dik duran ve kolektif hareket eden bir Karabükspor vardı.Bundaki en büyük etkenlerden birinin Tayyib Talha’nın heyecanı ve verdiği enerji olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim.Ünal Karaman’ın ligin geri kalan sürecinde var olan sorunları çözme şansı olmasa da otoritesi ile bazı temel basit sorunları çözmesi oldukça muhtemel.

Yapılan antrenör değişikliği oldukça realist ve bir o kadar da pragmatist bir karar ancak bu hamlenin gerçekleşmesinde biraz geç kalındığının herkes farkındadır sanırsam.Her ne kadar geriye dönüp,geçmişle kavga etmek bir fayda sağlamayacak olsa da,muhakeme yeteneği analitik düşüncenin temel unsurlarından bir tanesidir.Sene başında adı sanı hiç duyulmamış,elle tutulur bir antrenörlük kariyeri olmayan Popovic’i tercih etmek yerine Ünal Karaman gibi takımı ve oyuncuları tanıyan isimlere daha önceden gitmek daha mantıklı bir karar olmaz mıydı?Hiç kimsenin o ana kadar dünyadaki varlığından bile haberdar olmadığı bir adamın bu kadar kısa bir süre içerisinde takım üzerinde otorite kurmasını beklemek mi yoksa takımdaki oyuncuları tanıyan,bilgisi ve tecrübesi olan bir teknik adamın mı otorite kurmasını beklemek daha mantıklı?Bana 2. Seçenek daha mantıklı geliyor ancak tercih sizin.