Paylaş
Öteki tarafta ise,mali sorunlar sebebiyle sportif anlamda başarısızlığa mecbur – belki de mahkum – kalan,devre arasında kadrosunda çoğu as oyuncu olmak üzere 15 futbolcuyu gönderip,yaklaşık 3-4 hafta içinde baştan aşağı yepyeni bir kadro kurup mücadele etmeye çalışan,küme düşmesi matematiksel açıdan olmasa dahi diğer pek çok açıdan kesin gibi gözüken bir takım olan Kardemir Karabükspor.
Sezon başından bu yana “İstatistik mini etek gibidir;çok şeyi gösterir ama asıl görmek isteneni gizler”sözünün vücut bulduğu pek çok Kardemir Karabükspor maçı izlemiştik. Aslen Danimarkalı teknik adam Ebbe Skovdahl’a ait olan,lakin Alex Ferguson ile ünlenen bu sözü doğrularcasına,sahaya koyduğu mücadele ile her ne kadar istatistik anlamında çoğu karşılaşmada ezilmesede,Karadeniz ekibi skor anlamında isteneni elde edememişti.Lakin Başakşehir karşısında bu istatistiklerin hepsi tepetaklak oldu desek yeridir.
Henüz 30. Dakikada 3-0 ı bulanev sahibi ekibin o dakikalarda topla oynama yüzdesi %77 iken,isabetli pas oranı da %92 idi.Bununla birlikte çektikleri 8 şutun 5 i isabetli olurken,bu 5 şutun 3 ü de gol oldu.O dakikalarda sadece 2 korner kullanmış olmasına rağmen,ev sahibi ekip Napoleoni’nin attığı maçın açılış golünü de kornerden buldu.Buna karşılık Kardemir Karabükspor,maçtaki ilk şutunu(aynı zamanda da ilk isabetli şutunu) Traore’nin bir nevi “istatistik kasmak için” kaleye oldukça uzak bir mesafeden attığı şutla 35. Dakikada bulabildi.
Maçın geri kalan bölümünde de bu istatistikleri destekleyen tarzda bir oyun oynayan Başakşehir, maçın skorunu devre arasına girmeden ilan etti.
Top 64 dakika oyunda kaldı
Başakşehir gibi bir takımın bu tarz istatistiklere ve böyle bir skora ulaşabilmesi için gerekli olan tek şey topun oyunda olabildiğince uzun süre kalması.Topun oyunda kalma süresinin ortalama 53-54 dakika olduğu bir ligde,topun 67 dakika oyunda kalması Başakşehir’in istediği oyunu sergileyebilmesi için en uygun ortamı da sağlamış oldu.Dolayısıyla da Abdullah Avcı’nın oyun anlamında kafasındaki denemek isteyip de fırsat bulamadığı pek çok taktiksel denemeler için de uygun ortam sağlanmış oldu.Yani 2. Yarı,Başakşehir için sonu 3 puan ve 5 golle sonuçlanan bir taktik antrenmanı gibi geçti diyebiliriz.
Maçla ilgili diğer önemli istatistikler:
Topla Oynama: Başakşehir %71 - %29 Karabükspor
İsabetli Şut: Başakşehir 10/22 - 2/4 Karabükspor
İsabetli Pas Yüzdesi : Başakşehir%92(826 Pas) - %77(284 Pas) Karabükspor
Bununla birlikte Medipol Başakşehir,Süper Lig’de 2014/2015 sezonundan bu yana bir maçta en fazla pas girişiminde bulunan(903) ve en fazla isabetli pas yapan(826) takım oldu.
Başakşehir adına 90 dakikayı genel olarak özetlemek istersek, Adam eksilten tarzda pas olarak tabir ettiğimiz dikine uzun paslar ve diagonal paslarla istediği hücum fırsatını istediği anda oldukça kolay bir şekilde yakalayabilen;1. bölgeden 3. bölgeye istediği zaman istediği şekilde geçebilen ve bunun neticesinde de çok rahat bir şekilde skor bulabilen bir takım izledik.Başakşehir adına 90 dakikanın özeti olarak anlattığım bu durum,ligde şampiyonluk veren herhangi bir takım için gerek koşul olmasa dahi yeter koşul olarak sayabileceğimiz ve saymamız gereken bir özellik.Medipol Başakşehir bu oyunu ve istatistikleri geri kalan 15 maçta da sahaya yansıtabilirse şampiyon olması işten bile değil.
Ergin Karadelik misali
Karabükspor cephesinde ise,geçtiğimiz haftalarda oldukça övdüğümüz,hatta tek olumlu özellik olarak nitelendirdiğimiz mücadeleci takım yapısından oldukça uzak bir ekip sahada izledik.Bunun sebebi takım içerisinde tekrardan vuku bulan bir huzursuzluk durumu mu,yoksa Başakşehir’in kalite ve oyun üstünlüğüne karşı içersine girilen bir kabullenme veyahut çaresizlik hissi mi bilemiyorum.
Taktisel açıdan bakacak olursak,kolektif bir savunma planı ile hareket edebilme yetisine sahip olan bu takım aynı yetilere hücum konusunda maalesef sahip değil.Top rakip takımdayken belli bir noktaya kadar oldukça disiplinli,bloklar arası boşluğa ve hatlara bağlı olarak savunma yapan bir takım sahada gördük.Lakin,bu durum topa sahip olunduğu anda birden bire tersine dönüyor.90 dakika boyunca ekseriyetle adeta eline bomba bırakılmışçasına topla ne yapacağını bilmeyen bir futbolcu topluluğunun oradan oraya topu koşturmasını,kendilerinin de bu topun peşinden koşuşturmasını izledik desek yeridir.Bunu da çoğunlukla Ergin’e şişirilen uzun toplarla yapmaya çalışıyorlar.Ancak Ergin’e atılan bu topların pek çoğu kara delik misali kaybolup gitti.Kontrol edebildiği topların geri kalanı da maksimum 3. Pas ile birlikte rakip takımın kontrolü altına girdi.
Oyunculardaki bu kabullenme durumu umarım sadece bu maça özel bir durum olarak kalır ve gelecek hafta Alanyaspor karşısında eskisi gibi mücadeleyi elden bırakmayan bir takım görürüz.Tabi bu mücadeleni belirli bir taktiksel planın destekleyicisi ve alınacak 3 puanın kaynağı olması tek dileğim.
Paylaş