Çanlar Kimin İçin Çalıyor?

İlk yarı da hemen hemen ideal 11’ler sahadaydı. Ve bekleneni yapılması arzu ediliyordu. Açıkçası bunun için daha ilk saniyelerde haklı çıkaracaktı. Dakikalar biri gösterdiğinde golle karşı karşıya kalan ev sahibi takım Beşiktaş olacaktı. Bundan sonrası da kendi sahasına kapanan ve ilk bulduğu atakla gol bulma arayışı Galatasaray’ın kaderiydi.

İlk yarı golsüz bitse de ikinci 45 dakikanın farklı olacağı belliydi. Şenol Güneş, Salı günü oynattığı Türkiye Kupası maçı ile beraber oyuncularının durumunu gözlemledi. Bu konuda çok başarılı da oldu. Yedek oyuncular da her an maça hazırız görüntüsü verdi.
Bu durumda tüm oyuncularını hırsla harmanlanmış, futbol oynamak için açık kartıydı. Şenol Güneş maçta yetki verdiği her oyuncudan verim almasını çok iyi bildi. Skoru da yazanlar yine siyah beyazlı ekip olacaktı. Atılan üç gol ve Muslera’nın ikramları maçın sonucunu belirledi.

Gelelim Galatasaray tarafına, artık bileti kesilmesi gerekenler apaçık ortadaydı. Galatasaray camiası bu maçla beraber büyüklere karşı kötü gidişatına dur demek için biçilmiş kaftandı. Lakin unuttukları Beşiktaş’ın oturmuş ve galibiyetlere doymak bilmeyen tavrından nasibini almasıydı.
Başakşehir ve Trabzonspor’a karşı alınan mağlubiyetler ve bu tip büyük maçlarda varlık gösterememesi, Tudor’un farklı onbir denemelerini bu denli mühim maçlara bırakması da Tudor’un çanı çalıyor gibi.

Tek başına Tudor mu hatalı? Bu sorunun cevabını büyük oranda evet. Beşiktaş maçı ile beraber, cevaplar yerlerini bulacak, yönetimin duruma el konması için ne yapacağı çok da merak edilir değil aslında. İyi futbol, kaliteli oyuncular ve rakibe karşı baskı sonucu da getiriyor. Galatasaray, ligde liderliğini korumak ve sonraki yıl şampiyonlar ligini oynamak istiyorsa bu derece büyük maçları kaçırmayacak. Güvendiği oyuncuların Belhanda, Feghouli ve Denayer gibi isimlerden güvenine karşılık oynamaması kabul edilir hatalar değil.

Son söz mü? Beşiktaş kaliteli oyununu ve takım ruhunu kaybetmez ise, şampiyonlar liginde daha çok heyecanlanacağız demek.