Paylaş
Zaten kandırılmak da ruhumuzda var. Sözde bu sezon kalite artmış, futbol adına çokça konuşacaktık. Oysa kalite olarak sınıfı geçecek bir maçı bırakın hakem konuşmaktan öteye gidemez olduk. Kavga gürültü de her zamanki gibi bu futbola dahil olacaktı.
Sonuçta iki teknik adam da deli gibi çalışmış mı, tartışılır ama ilk maçında Rıza Çalımbay ev sahibi olmanın avantajıyla bir tık daha başarılıydı. Bunun sonucunda da Trabzonspor, Fenerbahçe’nin taktiğini bizzat “başarılı” uygulamış durumda. Gergin maçlar her zamanki gibi Galatasaray’ın aleyhine işlemişti. Gerilim biraz mücadelenin önüne geçince, velhasıl hakem kararları, düşük kalite futbolda başka bir şey konuşamaz olduk.
Peki ya 90 dakikaya bakacak olursak, hızlı tempo ve paslaşmalar yerini kısa zaman sonra daha sert mücadelelere bıraktı. Ancak bu durum lider Galatasaray’ın pek de işine gelmeyecekti. Haftalardır galibiyete, kaybedilen onca maça, puanlara ve belki de futbolculara rağmen üç puana hasret Trabzonspor adeta maçı istemişti. Aldı da.
Trabzonspor’un oynadığı futbol hem taraftarı hem de bu zamana kadar kaybedilen puanlar için girizgâhtı. Ve Yusuf Yazıcı’nın tam bir on numara oynaması sonraki maçlara ışıktı.
Son haftalarda Galatasaray’ın gerginliği, ilk 11 kurmadaki belirsizlik ve kartlar Tudor’u çıkmaza sürüklemişti. Belhanda’nın yokluğunda Selçuk İnan’ı sahaya sürse de yokluğunu dolduramadı. Zira daha önemlisi Cim Bom’un ilk yarıda tek bir şutunun bile olmamasıydı.
İlk yarının futbolunu ikinci yarı toparlar yanılgısı hepten tepetaklak etmişti. Gomis oyundan alınınca kendisinin de yüz ifadesinden anladığımız “Neden?” sorusunu Galatasaraylı taraftarlar da sorunca Tudor’un hedef olması artık daha mümkün. Peşi sıra gelen kötü oyun ve neden çift forvet oynatmıyor soruları gelirken, Eren Derdiyok’ta maça ilaç olamadı.
Bu gidişatı değiştirmeyi uman hamlelerin bir bölümü Trabzonspor’dan bir bölümü de kartlardan geldi. Kırmızı kart, oyuncu değişiklikleri, yeni hamleler...
Ne yazık ki Galatasaray açısından hiçbiri oyunun kalitesine etki etmedi. Sonucu değiştirmek adına son bir hamle yapan Gary Rogrigues skoru değiştirmeye yetmedi. Aslan Karadeniz’de batarken, bordo mavili ekip ikinci yarıda dirençli ve gerilimi yenen futboluyla haklı üç puanını yazdırmıştı bile.
Büyük maç psikolojisini sarı kırmızı ekip kaldırabilecek mi? Yine Trabzon, yine mağlubiyet… işin aslı bordo mavilere karşı yine kötü futbol. Sonuç mu? 3 gol, 3 kırmızı kart, 3 puan ve kaybedilmeye yüz tutan unvan!
Paylaş