Pepe dinç, Arda Güler yorgun (!)

Vincenzo Montella, maçtan bir gün önce basın toplantısında yaptığı bu açıklamayla Arda Güler’i Portekiz’e karşı ilk 11’de oynatmama kararı aldığını ilan ediyordu.

Bu andan itibaren tartışmalar başladı. Maç havasından çıkıp, ‘Arda oynayacak mı oynayacak mı?’ sorusunun cevabı merak konusu oldu.

Şunu net bir şekilde ifade etmek gerek ki Montella, 1.5 günlük bu süreci iyi yönetemedi. Haliyle şu sorular havada kaldı.

* Arda Güler’in gerçekten sakatlık riski var mıydı?
* Var ise skorun 3-0’a geldiği ortamda Arda’yı oyuna atmak sağlıklı bir karar mıydı?

Montella, maçın ardından "Arda Güler 30 dakikadan fazla oynayacak durumda değildi." şeklinde bir açıklama yapmış..

Anlaşılmaz olan nokta, madem ortada böyle bir risk var. Maçın elden gittiği, bir sonraki Çekya maçına en sağlıklı şekilde çıkmamız gereken ortamda Arda neden oyuna girer?

Şahsen Arda’nın ciddi bir sakatlık riskinin olduğunu düşünmüyorum. Montella, ‘yorgun’ Arda Güler’in yerine sağ önde Yunus Akgün’ü kullandı ve belli ki sertlik seviyesi yüksek düzeyde olması muhtemel Portekiz maçını daha savunmacı, agresif bir ön alanla oynamak istedi. Ancak evdeki hesap çarşıya hiç uymadı. Öyle ki Vitinha - Bruno Fernandes - Bernardo Silva orta alanda kısa paslarla hücuma çıkışları çok rahat şekilde gerçekleştirdiler. Arka arkaya gelen goller sonrası ise savunmadan top çıkarırken ciddi problemler yaşadık. 6 numaradaki sorunumuz gün yüzüne çıktı. Panik durumdan bir türlü çıkamadık, olmayacak pas hataları yaptık.

OYUN TEMPOMUZUN ALTINDAYDIK

Yine en büyük sorunumuz ilk maçta olduğu gibi oyun hızımız. Topu hızlı çevirip, adam eksiltemediğimiz noktada mecburen yana ve geriye pas yaptık. 6 numara ile birlikte önde top tutacak oyuncu eksikliği, Portekiz’in maçı beklenenden çok daha çabuk şekilde koparmasını sağladı. İlk maçta attığı muhteşem gole karşın Mert Müldür’ün kulübede başlaması doğru karardı. Zeki Çelik, Leao’nun bindirmelerini pozisyon bilgisi ve çabukluğuyla engellemeye gayret etti. Ancak İtalyan hocanın diğer oyuncu tercihleri epey tartışılacak.

Orkun iki maçtır seviyesinin altında gözüktü. 8 numara pozisyonunda Montella’nın mutlaka farklı bir hamle yapması gerekiyor. Keza santrfor pozisyonunda da yenilik gerekiyor. Barış Alper tüm iyi niyetine karşın iki maçta da takip savunma bloğunun arasında kayboldu. Barış’ı daha verimli olacağı kanat bölgesinde kullanmamız gerekiyor. Bu sebeple Montella, 180 dakikadır düşünmediği Cenk Tosun - Semih Kılıçsoy - Bertuğ Yıldırım gibi alternatifleri artık değerlendirmeli.

TOPARLANMA VAKTİ

Şimdi hızlıca toparlanıp Çekya maçına konsantre olma vakti. Hamburg’da oynanacak maçta elde edeceğimiz puan veya puanlar sonrasında Leipzig’te rakibimiz Fransa veya Hollanda olacak.

Aksi durumda en iyi üçüncüler arasından üst tura yükselirsek B veya C gruplarının liderleri ile Köln ya da Frankfurt’ta karşılaşacağız. En kötü olasılığı düşünmek dahi istemiyoruz. Diğer gruplarda alınacak neticeler tabloyu şekillendirecek.

Maçın hikayesi: 41 yaşındaki Pepe’nin 76. dakikada hücuma destek verip attığı depar, 39’luk Cristiano Ronaldo’nun liderliği ve 19 yaşındaki ‘yorgun’ Arda Güler’in kulübeye hapsoluşu…

Maçın adamı: Bernardo Silva, takımını orkestra şefi gibi yönetti. İkinci - üçüncü bölge geçişlerinde hep pas merkezindeydi. City’nin yıldızı, performansını bir de golle süsledi ve takımının kilit ismi oldu.