Jorge Jesus’un Fenerbahçe’si Kadıköy’deki ilk resmi maçta pek iyi sınav vermedi. Belli ki hocanın takımı tanıma, doğru oyuncu grubunu yakalama adına zamana ihtiyacı var. Özellikle oyuncu değişikliklerinde bariz hatalar yapıldığını söyleyebiliriz.Rossi’nin 120 dakika sahada kalması, Emre Mor’un gir-çık’ı, risk anında Tisserand-Lincoln değişikliği, yorulan Arao’nun stopere geçişi ve ‘geliyorum’ diyen kırmızı kart öncesi İsmail Yüksek’in kenara alınmaması…İSMAİL YÜKSEK AGRESİFLİK DOZAJINI İYİ AYARLAMALIMaçın kırılma anı hiç şüphesiz İsmail Yüksek’in 53’te gördüğü kırmızı karttı... İsmail’in orta sahaya kattığı dinamizm, oyunun iki tarafına yaptığı katkı tartışılmaz. Kusursuz bir sezon başlangıcı… Fakat hazırlık maçlarında da gördük, savunma tarafında tek hamleli ve karta müsait agresivitesi var. Cebindeki ilk karta rağmen ikinci yarının başında çıkışta kaybedilen toplar sonrası kendini sakınmayarak müdahalelerini sürdürdü genç oyuncu. Akabinde de tecrübesizliğinin kurbanı olarak takımı 10 kişi bıraktı. Şüphe yok ki İsmail bu sezon takımın ana parçalarından biri olacak. Performansıyla bunu fazlasıyla hak ediyor ancak bu konuda kendini kontrol edip, agresiflik dozajını iyi ayarlamalı.Dinamo Kiev’in mutlaka kadro kalitesi geçmiş senelerin çok uzağında… Savaş ve liglerin oynanamaması nedeniyle resmi maç ritimleri de yok. Polonya'daki ilk maçın getirdiği psikolojik, mental üstünlük Fenerbahçe’deydi aslında. Maçı 1 kişi eksik sürdürmese yüksek olasılık tur biletiyle sahadan ayrılan kulüp de temsilcimiz olacaktı.Dinamo Kiev’i eleyememenin türlü türlü kritiği yapılır;‘Bu kadroyla mı sahaya çıkılır’‘O nasıl değişiklik’‘Şu nasıl futbolcu…’vs. vs.KADIKÖY SAKİN KALMALIYenilgiden daha önemlisi Fenerbahçe’de genel olarak tahammül seviyesi o kadar aşağılarda ki, Kiev maçını tribünden izleyen biri olarak sezonun devamı adına kafamda karamsar bir tablo oluştu.Maç başlayana dek; Fenerbahçe’de sezon başı güllük gülistanlık bir hava… Takım geçtiğimiz sezonu 13 maçlık seriyle kapamış, ‘4-5 takviyeyle seneye en büyük adayız’ mottosuyla lig başlangıcı, şüpheye mahal vermeyen hoca... Futbol bu ya, sürprizin her türlüsü yaşanabiliyor. Camia için talihsiz bir akşamdı ancak Fenerbahçelilerin sonuca çok fazla takılı kalmaması, sakinliği koruması gerek.Gözlemlediğim kadarıyla maalesef eski alışkanlıklar dün gece de devam etti. Stadyum full kapasite olmasına karşın coşkularına alışık olduğumuz kale arkaları çok sakin kaldı. Skor dezavantajı oluşunca tribünler hafif hafif gerilmeye başladı. Zaman zaman oyuncu yuhalamaları baş gösterdi.Maçın belki de en kötüsü Diego Rossi, doğru davranışla alkışlarla kenara gelirken, penaltı kaçıran Enner Valencia yuhalanarak tepki gördü. Valencia, ‘Pozisyonda mücadele edip penaltıyı takıma kazandırmasam yuhalanmayacaktım’ diye düşünmüştür mutlaka.Buyalskiy'nin abartılı gol sevinci ve el hareketlerine rağmen 'Putin tezahüratı' tuzağına düşmemeliydi Kadıköy...Fenerbahçe tribünlerinin bu olumsuz havadan sıyrılması, sahaya olan desteği şampiyonluğun belki de kaderini etkileyecek.