Paylaş
Dar gelirli bir ailede yetişti. Lise ve üniversite çağlarında hem eğitimine devam etti, hem de babasına yardımcı oldu. Ailesine yük olmadan, kimseye hissettirmeden futbola da zaman ayırdı. Hızla tırmandı. Kariyerinde 350 kulüp maçına çıktı, 22 kez A milli oldu. Her zaman beyefendiydi, her zaman alçak gönüllüydü. Bu sadelik ve dürüstlüğün karşılığını futbolu bıraktıktan sonra da aldı. Her zaman çok sevildi ve sonsuz kredisi oldu. Başarılı bir iş adamı oldu. Hem kendi kulübünde hem de Futbol Federasyonu’nda çeşitli görevlerde bulundu. Gözü kapalı her türlü değerin emanet edilebileceği bir insan olarak tanındı.
Futbol Federasyonu’nun en ağır işi için ateşten gömleği giydi çıkardı ama hiç unutulmadı. Tekrar giymesi istendiğinde affını istedi. Ancak ikna edilmesi, hayal bile edemeyeceğiniz bir Lider tarafından istendi! Şimdi tekrar görevde ve bütün iyi niyeti ile çalışmaya devam ediyor. Kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır... Zekeriya Alp. MHK Başkanlığı gibi ‘imkânsız görevi’ kabul ettiği için mutlu olmamız gerekirken, bütün Orta Doğulu damarımızla komplo teorileri üretip saldırıyoruz. Hakarete varan en acımasız eleştirileri yapıyoruz. Vicdandan yoksun, insafsız ve mesnetsiz ne varsa saydırıyoruz. Şunu unutmayın eğer ilahi adalet varsa bu yapılanlar yapanların yanına kalmayacaktır.
SEZON KAÇ HAFTA?
Telafisi olmayan ‘bir haftalık bir lig’ oynanıyor sanki. O bir haftada hakem hatasına maruz kalan ya şampiyonluğu kaçırıyor veya küme düşüyor. Oysa sezon 34 hafta. Komplo teorileri ile aklınızı kaçıracağınıza size yapılan hakem hatalarının başkalarına da yapıldığını hatırlayın. Lehinize yapılan hatadan sonra neden çıkıp delikanlı gibi ‘hak etmedik bu galibiyeti’ demiyorsunuz da aleyhinize yapılınca bas bas bağırıyorsunuz. Gidin hakem hatalarından arındırılmış bir lig bulun orada oynayın. Bunlar artık kimsenin yemediği kasaba kurnazlığı.
YiNE, YENiDEN ‘KURAL HATASI’ iTiRAZI
Bu sütunları takip edenler bilir, ‘Kural hataları kabul edilir (mi)’ diye yazdığım yazının henüz mürekkebi bile kurumadı. O yazımda özetle; “Oyun alanına henüz itiraz edilmedi! Sahanın enine boyuna itiraz edin, kısaydı/ uzundu oynayamadık deyin. Topa itiraz edin mesela; çapı büyüktü/ küçüktü ayağımıza oturmadı deyin. Top inikti/şişikti de olabilir. Daha da var ama onlar için danışmanlık hizmeti alırım” demiştim.
İnanın uzatma dakikalarına itiraz aklıma bile gelmemişti. Çok şükür o da oldu. Kervanımıza Trabzonspor da katıldı. Yine aynı şeyleri söyleyeceğim. Bu itirazdan da hiç bir şey çıkmayacaktır. Geçerli olan hakemin saatidir ve takdiridir. İngiltere’de Kraliçe saatini hakemin saatine göre ayarlar. O derece doğrudur hakem saati. İtirazın reddi kaçınılmazdır. Hem kendinize hem kulübünüze yazık ediyorsunuz.
TAŞRA HAKEMLiĞi
Futbol Oyun Kuralları kitabında ‘kaleci’ kelimesini aratın 143 eşleşme bulacaksınız. Sadece ikisinde kaleciye avantaj sağlanmıştır. İlki ceza alanı içinde topu elle oynayabilmesi (o da her zaman değil) ikincisi de elindeki topu çıkarırken ona müdahale edilememesi. Bunların dışında kalecinin ayrıcalığı diye bir şey bulamazsınız. Ancak yıllardır inanılan bir efsane; kale alanında kalecilerin dokunulmazlığı olduğudur. Her hakemin içine öylesine işlemiştir ki kaleciye en küçük dokunuşta düdük çalınır. Bu demode hakemliğin terk edilmesi gerekir. Kalecinin diğer oyunculardan farkı yoktur ve nizami her türlü şarjı yapabilirsin. İngiltere’de topu kaleciyle beraber kaleye sokuyorlar. Lütfen biraz cesaret. Terk edin şu TAŞRA hakemliğini
HAKEMLE UĞRAŞMANIN MALiYETi
1-) Takımın motivasyonunu bozarsın. 2-) Oyuncularına bahane yaratırsın. 3-) Teknik direktörüne bahane yaratırsın 4-) Hakemlerin üzerine yarattığın baskı ters teper daha fazla zararını görürsün 5-) Takımını kamuoyunda itici yaparsın
Paylaş